Anadolu’da memurlar için ilk atama yerleri vardır. Küçük ilçelerdir, mecburi hizmet bölgeleridir ama hayatınız boyunca bir daha karşılaşamayacağınız güzellikte tecrübeleri size. Büyük şehirlere tayin olduğunuz zaman aklınız hep oralarda kalır.

Küre benim ve birçok arkadaşım için böyle bir yerdi. Ekmeğini yedik, suyunu içtik, işimizi yaptık ve vedalaştık.

Vedalaşırken şöyle bir düşündüm, Küre’de ne yapabildim, diye. İşimi yaptım, yetmez mi, diyebilirim. Demeyeyim. Kimse demesin. İşini yapmak yetmez zira.

Güzel işlerden birini ve işe emek veren insanı anlatayım…

Küre’de bir vesile ile İlçe Kaymakamımız Fatih KAYABAŞI’nı ziyaret etmiştik. Sebebini hatırlayamıyorum. Okul müdürüm Semih ÇELEBİ de vardı.

Konu konuyu açtı ve öğrencilerle ne gibi bir etkinlik yapabiliriz, onu konuşmaya başladık. Ve fikir orada ortaya atıldı. Başlığı bile hemen orada koyduk: “ÖĞRENCİLERİMİZLE ÇAY, KİTAP, MUHABBET” olsun dedik.

Vapurda çay simit sohbet programı var mıydı o zaman, bilemiyorum. Biz mi esinlendik onlardan, yoksa onlar mı bizden, bakmak lazım 🙂

Etkinliğimiz şöyle şekillendi: Bizim okulun gençlerini on ikişer gruplar halinde her hafta Küre Kaymakamımız Fatih KAYABAŞI ile okul kütüphanemizde buluşturacak ve kitaplar, yazarlar ve konular üzerinden bir muhabbet yürütecektik. Bu sayede öğrencilerimizin okuma serüvenlerine katkı sağlayacak ve topluluk içerisinde konuşma becerilerini geliştirmelerine de yardımcı olacaktık.

Hemen işe koyulduk. 

İlk program… Kaymakamımız Fatih KAYABAŞI, Küre Milli Eğitim Müdürümüz Metin YILMAZ, Şube Müdürü Süleyman BİLİR, okul müdürüm Semih ÇELEBİ, edebiyat öğretmenlerimiz Zübeyde BULUT ve Ramazan BİLİR. Ve ben. Yazarken yoruluyor insan. 12 lise öğrencisiyle karşılıklı oturduk. Oturduk oturmasına da ilçe kaymakamını ve hatta Milli Eğitim kadrosunu karşısında gören öğrenciler dut yemiş bülbüle döndüler. Sesleri çıkmaz oldu…

Bu yüzden kitaplar hakkında konuşmadan evvel öğrencileri açmak, ısındırmak gerekti. (Tabi işin sonunda bizim öğrenciler öyle bir açıldılar ki Sayın Kaymakamım derken sesi titreyen 9. sınıf öğrencileri Fatih abi demeye başladılar 🙂 )

Çaylar, simitler masada, muhabbet de hoş olunca… Sene boyunca yürüttük projeyi. Biz ciddiye aldık ama öğrenciler de ciddiyetle yaklaştılar, fire vermeden katılım sağladılar. Okudular, anlattılar…

Ödül vadetmedik, not vadetmedik, sadece “gelin kardeşim, beraberce kitap okuyalım,” dedik. Onlarla birlikte biz de okuduk. Kendimizi de okumaya teşvik etmiş olduk.

Kağıttan dünyaların kapılarını araladık beraberce.

İlçe Kaymakamımız Fatih KAYABAŞI her hafta katıldı okuma programına. Bir iki sefer katılıp, fotoğraf verip, hadi bana eyvallah, demedi. Meseleyi sahiplendi. Özellikle teşekkür etmek gerekiyor. 

Memlekette çok görülür halbuki “e hadi fotoğrafı da verdik, yapacak başka iş kaldı mı?” diyerek projeleri sahipsiz bırakmak. Şükür ki öyle olmadı. 

Okunan her kitabın ardından öğrencilere yeni bir kitabı ödev olarak vererek takibini sağladık. Başlarda “fark etmez, siz verin bir kitap” diyen öğrenciler, bir iki hafta sonra kendi kitaplarını seçmeye başladılar. En büyük mutluluğumuz oldu. Elbette ki Kaymakamımız Fatih KAYABAŞI’nın “FARK EDER YAHU, NASIL FARK ETMEZ!..” demelerinin etkisi yadsınamaz.

Biz sustuk, öğrenciler konuştu. Küre Çok Programlı Anadolu Lisesi’nin kütüphanesi adeta şenlendi. Hatta Kaymakamımız Fatih KAYABAŞI’nın desteğiyle epeyce kitap aldık kütüphanemize.

Öğrencilerin konuştuğu, bizlerin dinleyici olarak yer aldığı etkinlikte gençler yaşlarının üzerinde bir olgunlukla yazarlar ve kitaplar üzerine sözler söylediler. Gençlere söz vermenin ne denli önemli olduğunu, gençlerin söyleyecek sözlerinin olduğunu her buluşmada gösterdiler bizlere. Bahtları açık olsun…

Günler günleri kovaladı… Şimdi bu bahsettiğim etkinlikte yer alan Kaymakamımız Fatih KAYABAŞI, Zübeyde BULUT Hocam, Ramazan BİLİR Hocam ve ben başka başka illerde, ilçelerde görev yapmaya devam ediyoruz. Semih ÇELEBİ Hocam hâlen Küre’de… O da gider yakında.

Şimdi Küre köklü bir şehrin, dağ başında, güzelliklerle dolu ilçesi olarak anılarımızda…

Gidemeyiz belki ama hasretini çekeriz.

Netice-i kelam… Öğrencilerimiz halen okudukları kitapların fotoğraflarını gönderiyorlar ve kitaplar, yazarlar üzerinde konuşuyoruz. Mutlu oluyorum. 

– –

Ve unutmadan yazayım: “Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaplardaki insanları sokaklardakilerden daha çok sevdim.” – Cemil Meriç

Related Posts

Leave a Reply