Yıllar sonra ilk defa bu sene, hem de iki kez Kandıra’nın Cebeci sahiline yolum düştü. İlki eşim Merve ve bizim kerata Mehmet Selim ile gittiğimiz zamandı. Bir de dün, Kocaeli eTwinning temsilcileri olarak Cebeci Öğretmenevi’nde Kandıra İlçe Milli Eğitim Müdürü İhsan Özkan müdürümün misafiri olduk. Denizi, uzunca sahili ve sahil boyunca uzayan yürüyüş yolu ile...
Ülkemizin şehirlerini doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine, dolaştım. Bazı şehirlerde yaşam sürdüm. Farklı şehirleri, kültürleri, o kültürün insanını tanımak, hayatına şahitlik etmek… Bilhassa o şehrin insanının dilindeki yerel kelimeleri kendi konuşma dilime kazandırmak, değerli bir şey benim için. Bazı şehirlere ise yolum hiç düşmedi. Ekmeğinden yiyemedim, suyundan içemedim. Etrafındaki şehirlerin tamamında bulunsam da o şehre adım...
Okul ziyaretleri dolayısıyla Kartepe ilçesinde adım atmadık mahalle, köy bırakmamaya gayret ediyoruz. Hem okullarımızda hem de okullarımızın bulunduğu mahallelerimizde, köylerimizde vakit geçiriyor, bu vesileyle de zaman içerisindeki değişimlerini gözlemlemiş oluyoruz. Bazen üzülüyor, bazen seviniyoruz. Mahalle kültürünün yaşatıldığı, yapıların çirkinleşmediği köyler, mahalleler bizi mutlu ediyor. Aksi durumda ise yol boyunca tarifsiz bir hüzün kaplıyor her birimizi....
Kastamonu’nun yükseklerdeki ilçesi Küre’ye öyle her gün gidilmez. İşi olan gitsin ama gezmek, görmek için gidecek arkadaşlar ilçede neyin, hangi gün olduğuna illâ ki baksınlar. Küre, her şeyin bazı günlerde olduğu, yaşandığı bir ilçe. Kargo paketleri belli günlerde teslim edilir, ilçenin pazarı sadece pazartesileri kurulur, köfteci cuma günleri açmaz, döner ise pazartesi ve cuma asılır....
“Uyandım kar aydınlığındaO küçük kasaba uykuda” Böyle başlıyor Necati Cumalı’nın şiiri. Bir fotoğrafın ve yukarıdaki şiirin bana anımsattığı yere/duygulara yol alalım. … Kar, Küre’nin doğal örtüsüydü. Yağacağı zamanı biz bilirdik de yağınca kalkacağı zamanı paşa gönlü bilirdi. Bütün hazırlıklarımız kar’a göre olurdu. Hatta ayakkabı altına takılan çivili aparatlarımız bile vardı. Küre’de ya bayırdan inerdiniz yahut...
     Mevsim yüzünü yeni yeni güze çeviriyorken deniz kenarında son kez bir kamp yapalım dedik. Deniz kabardığında, sular hırçınlaştığında zor oluyor konaklamak. Çantalarımızı hazırladık ve yola koyulduk.      Rota oluşturuldu: Kandıra, Pembe Kayalar.      Biz İzmit’te oturanlar için Kandıra hemen yanıbaşımızda olup da yazdan yaza anımsadığımız bir ilçe. Kendisini dışarıya gizlemiş, yazlıkçıların bildiklerinin çok ötesinde değerlere sahip, kıymetli...
     Bir sabah İzmit’ten yola çıkıp da “bakalım yol beni nereye götürecek,” diyerek vardığım ve ilk kez gördüğüm şehirdi Eskişehir. Kısa günün sonunda hatırımda içinden nehir geçen şehir olarak yer eden bir şehir.      İlkbahardı. Güneş vardı ama soğuktu. İç anadoluya özgü bir durum olsa gerek. Gölgede üşür, güneşe çıktığında ısınırsın. Temkinli olmak şart. Soğuğa delikanlılık sökmez,...
     Bir daha yolumun ne vakit düşeceğini kestiremediğim şehirler, hatta ilçeler var. Yolumun oradan geçmesi için mazeret üretmeye çalışsam başaramam. Tekrar gitmeye kendimi bile ikna edemem belki de…      Fakat anılarımda yer etmiştir ya, durup durup hatırlarım.      Konya’nın Ilgın ilçesi de benim için anılarda yer etmiş, fakat gitmeyi çok istememe rağmen bir daha gitmek için hiçbir sebep...
Zamanının önemli bir kısmını bir şehirde geçirmiş ve o şehir önemli adımlar atmana vesile olmuşsa, şehri unutman zor olur. Belki orada yaşarken şikayetlenirsin ama şehirden gittiğinde sadece gittiğini sanırsın. Şehir senin içinde yer etmiştir oysaki. Benim için o şehir Kastamonu. Esnaflıktan öğretmenliğe geçtiğimde bana kucak açan, eşimle tanışmama vesile olan, hatta hepsinden evvelinde askerliğimin acemi...
1 2 3 4

My New Stories