18 MART KARTEPE İLÇE PROGRAMI
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd’i…
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi…
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni târîhe” desem, sığmazsın.
Sayın Kaymakamım, Sayın Belediye Başkanım, kıymetli şehit ve gazi yakınlarımız, siyasi partilerimizin ve protokolün kıymetli mensupları, değerli kurum müdürlerimiz, kıymetli misafirlerimiz;
Eşsiz vatan savunmasının 109. yılında, Çanakkale Zaferinin anlamını gönüllere nakşetmek, kahramanlarımızın aziz ruhlarını yâd etmek, Çanakkale destanını anlamak ve anlatabilmek gayesiyle hazırlamış olduğumuz 18 Mart Şehitler Günü programımıza hoş geldiniz.
PROGRAM AKIŞI
- Açılış
- Saygı Duruşu ve İstiklal Marşımızın Söylenmesi
- Protokol Konuşmaları
- Ödül töreni
- Çanakkale Zaferi Konulu Gölge Gösterisi
- Çanakkale Şehitlerine Şiirinin Okunması
- 18 Mart Temalı Koro Şarkıları
- Kapanış.
SUNUCU:
Sizleri Türk’ün Başbuğu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, ebediyete irtihal etmiş Türk Büyüklerinin, aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin manevi huzurunda saygı duruşuna, akabinde İstiklal Marşımızı okumaya davet ediyorum. Arz ederim.
SUNUCU :
Cephane sıkıntısı çeken 57. Alay’a Mustafa Kemal Paşa, Mehmetçiğin azmini körükleyecek ve savaşın seyrini değiştirecek şu hitabı yapar: “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler ve komutanlar kaim olabilir.”
Günün anlam ve önemiyle ilgili konuşmalarını yapmak üzere İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Ferhat DİLEK’İN kürsüyü teşriflerini arz ederim.
SUNUCU:
“Ecdâdımızın heybeti ma’ruf-u cihandır
Fıtrat değişir sanma bu kan yine o kandır”
Değerli misafirlerimiz, okulumuz öğrencilerini hazırlamış oldukları “DÖNMEYİ DÜŞÜNMEDİLER” adlı gölge oyununu sergilemek üzere sahneye davet ediyorum.
SUNUCU:
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Eski öğrencilerimizden Kocaeli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi 4. sınıf öğrencisi ………………. ’ı “ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE ” adlı şiiri okuması için sahneye davet ediyorum.
SUNUCU:
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hîlal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pâk alnı değer.
Değerli Misafirlerimiz! Şimdi öğretmenlerimiz , okulumuz müzik öğretmeni ……………………… ’un yönetiminde 18 Mart temalı koro şarkıları seslendireceklerdir.
SUNUCU:
Bir genç büyür, Alparslan olur, Tuğrul Bey olur, Osman Bey olur.
Bir genç büyür, Fatih olur, Kanuni olur, Yavuz olur.
Bir genç büyür, Şerife Bacı, Kara Fatma, Gördesli Makbule olur.
Bir genç büyür, Çanakkale’de Seyit Onbaşı olur.
Ve bir genç büyür, Mustafa Kemal olur.
Sayın Kaymakamım, Sayın Belediye Başkanım, kıymetli misafirlerimiz; aziz vatanımız için gazi olan, şehit olan vatan evlatlarını andığımız 18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferinin 109. yıldönümü münasebetiyle düzenlemiş olduğumuz programımız sona ermiştir.
Sizleri hatıra fotoğrafı çekilmek üzere sahneye arz ediyorum.
- – – – – – –
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer,
Kaynıyor kum gibİ, Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihanın duruyor karşısında,
Ostralya’yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk;
Sade bir hadise var ortada: Vahşetler denk.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müthiş tipidir! Savrulur enkaz-ı beşer…
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hîlal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i…
Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sen ki son ehl-i salibin kırarak salvetini,
Şarkın en sevgili sultanı Salâhaddin’i
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran…
Sen ki , İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât…
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber
( MEHMET AKİF ERSOY)