Yolum Isparta’ya Düşsün İsterim

Ülkemizin şehirlerini doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine, dolaştım. Bazı şehirlerde yaşam sürdüm. Farklı şehirleri, kültürleri, o kültürün insanını tanımak, hayatına şahitlik etmek… Bilhassa o şehrin insanının dilindeki yerel kelimeleri kendi konuşma dilime kazandırmak, değerli bir şey benim için.

Bazı şehirlere ise yolum hiç düşmedi. Ekmeğinden yiyemedim, suyundan içemedim. Etrafındaki şehirlerin tamamında bulunsam da o şehre adım atamadım. Gül dendiğinde akla bülbül ile birlikte gelen Isparta, bu şehirlerden. Kendisine sınır olan Burdur’da, Afyon ve Antalya’da bulundum, Konya – Ilgın’da askerlik yaparken Akşehir, Doğanhisar gibi Isparta’ya sınır ilçelere kadar gittim lâkin güller şehrinin il sınırlarına adım atamadım.

2005 senesinde üniversite sınavlarına hazırlanırken teknik eğitim fakültesine sahip olmasından ötürü Süleyman Demirel Üniversitesi’ni listemin ilk beş sırasına yazmıştım. Sonrasında Isparta, memleketten ilk atama sebebiyle memleketinden çıkıp, geri dönebilmek için boş kadro “kovalayan” memurların dilinden dinlediğim bir şehir olarak kaldı.

Geçtiğimiz günlerde Süleyman Demirel Üniversitesi, İşletme Fakültesi ile Evren’in moderatörlüğünü üstlendiği bir etkinliğin içerisinde yer aldım. Bu vesileyle Isparta yıllar sonra yeniden gündemime girdi.

Etkinlik öncesinde Isparta ve Süleyman Demirel Üniversitesi’ne dair notlar aldım. Not ettikçe şehre ilgim arttı. “Bir yolum düşse ne güzel olur,” dedim. Bir şehre yolum düşse keşke, dediğim andan itibaren fırsat kollamaya başlarım. Yolda otostop çeken bir kişiye rastlasam, “ne olacak canım, bırakır dönerim,” diyerek Kocaeli’den Isparta’ya kırarım direksiyonu.

“Gel yemek ısmarlayayım,” dedi diye Kocaeli’den, Malatya’ya gitmiş, yemeği yiyip dönmüş insanım. Yol beni çekiyor. Yol olsun…

Bu sabah Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi tarafından armağan edilen kültür kitapları geldi. Üniversitenin SDÜ Yayınları tarafından basılmış. Ne büyük mutluluk. Belediyelerin ve üniversitelerin yayımladığı kültür kitaplarını pek severim. Titiz bir çalışmanın ürünü olurlar ve şehre dair kaliteli fotoğraflar ihtiva ederler.

İki paketin birinden takvim, ayraçlar ve “Göller ve Güller Diyarından Senfoni ile Isparta Türküleri” CD’si çıktı. Badılcanı Doğradım, Çayıra Serdim Postu, Evlerinin Önü Mersin, Daşlı Tarla Ayrıklı ve nice türküler…

Diğer pakette ise Isparta’da Kerpiç ve Yaşam, Isparta’nın Kültürel Mirası ve Isparta Çevresi Yörük Kültürü çalışmaları vardı. Bir de çeşitli zamanlarda üniversiteye gelmiş, konuşma yapmış araştırmacı, akademisyen ve sanatçıların konuşmalarının yayımlandığı kitaplar.

Ne güzel işler…

İş aralarında, vakit buldukça sayfaların arasında gezindim. Hemen okumaya, incelemeye başladım. Üniversiteye, özellikle İşletme Fakültesindeki hocalarımıza, İşletme Kulübündeki öğrenci arkadaşlarıma teşekkür ediyorum bizleri misafir ettikleri ve hediyeleri için.

Isparta’ya dair öğreneceklerimi yerinde görmek için de fırsat kollayacağım. Şu korona bir aman versin hele!..

Leave a Reply

My New Stories