Avluburun Köyü, Kartepe

Okul ziyaretleri dolayısıyla Kartepe ilçesinde adım atmadık mahalle, köy bırakmamaya gayret ediyoruz. Hem okullarımızda hem de okullarımızın bulunduğu mahallelerimizde, köylerimizde vakit geçiriyor, bu vesileyle de zaman içerisindeki değişimlerini gözlemlemiş oluyoruz.

Bazen üzülüyor, bazen seviniyoruz.

Mahalle kültürünün yaşatıldığı, yapıların çirkinleşmediği köyler, mahalleler bizi mutlu ediyor. Aksi durumda ise yol boyunca tarifsiz bir hüzün kaplıyor her birimizi.

Avluburun, yüzümüzü güldüren, diz boyu karda içimizi ısıtan bir köyümüz. Şehrin ve insanın yıkıcılığına direniyor.

Kocaeli’de köy statüsünde bir yer kalmadı. 2008 itibariyle köyler ve belde belediyeleri hep beraber mahalleye dönüştü. Fakat hayata gözlerini Kartepe’de açan bizler için köylerimiz yine köy, beldeler de yine belde. Ve hep birlikte Kartepe’yiz.

Bugün (22.02.2021) yolumuz Avluburun köyüne düştü. Sakarya-Kocaeli arasında gidip gelirken köy yollarını tercih ettiğim için defalarca geçmiş, suyundan içmiş, eriğinden, kirazından yemiştim. Ancak 2014 yılından bu yana ilk kez yolumu düşürmüş oldum.

Uzuntarla’yı geçerek Avluburun yoluna çıktığımızda geride bıraktığımız çoğu yerde tamamen erimiş olan kar, yol boyunca kendisini taptaze gösteriyordu. Sanki az önce yağmış gibi.

Köye, oradan da Avluburun Ortaokulu’na vardık. Köyü ziyaret amacımız pandemi dolayısıyla uzun bir süre ara verilen yüz yüze eğitimin köy okullarında yeniden başladığı güne şahit olmak istememizdi. Okullarını özleyen öğrenciler kadar, bizler de öğrencilerimizi özledik doğrusu!

Avluburun’a adım atmışken tarihi hakkında da ufak bir bilgi vermeden geçmeyeyim.

Avluburun’un tarihi 93 harbiyle başlamış. 1877-1878 Osmanlı-Rus harbi, Tuna Cephesi’nde Gazi Osman Paşa’nın meşhur Plevne müdafaasına, Kafkas Cephesi’nde ise Nene Hatun’un efsaneleşen Erzurum savunmasına rağmen maalesef yenilgi ile sonuçlanmış.

Bu tarihten itibaren dünyanın en acı hadiselerinden biri olan “göç” başlamış. Ne acıdır insanın ata yurdunu, sadakatle bağlı olduğu toprakları terk etmek zorunda kalması.

Avluburun Köyü 93 Harbi sonrasında yaşanan göçler ile kurulmuş. Fakat bulgular tarihinin daha eskiye dayandığını, farklı farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış olduğunu gösteriyor(muş.) (Bu konuda en iyi bilgiyi elbette definecilerden alıyoruz.) 1400 yıllık Ayanikola kilisesinin kalıntıları, Roma Devrine ait kilise kalıntıları, yerleşim izleri ve mezar kalıntıları bulunmaktaymış.

Okula, sınıflara girdiğimizde öğrencilerin okullarını özlediklerine dair konuşmalarına şahit olduk.

Avluburun İlk/Ortaokulu, Avluburun kadar sıcak, insanı saran bir mekan. Mekanı güzelleştiren de insanlardır elbette. Okul müdürü Mesut KAÇA hocam ve tanıştığımız öğretmen meslektaşlarım mekana kıymet katmışlar.

Okul öğretmenlerinin bir kitap yazdığından daha önce bahsetmiştim. Okul pencerelerinden Kartepe’ye doğru baktığımda anladım… Bu manzara insanı muhakkak yazar eder!

Kim bilir ne öğrenciler geçmiştir bu sıralardan. Ne hayallere dalmış, ne hayalleri gerçekleştirmiştir Avluburun’un evlatları.

Biz de Kartepe İlçe Milli Eğitim Müdürüm Ferhat DİLEK ile misafirleri olduk, “pandemi kurallarına riayet ederek” öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin, muhtarın sohbetlerinden nasiplendik.

Muhtar demişken, ilâve edeyim. Avluburun köylüsü bir gönüllü itfaiye teşkilatı kurmuş. Eğitimler almış, tatbikatlar yapmışlar. O bölgedeki yangınlara müdahale ediyorlarmış. Hatta bazı internet siteleri “şalvarlı itfaiye göreve hazır” manşetleri atmışlar. Helal olsun!

Tekrar edelim: Avluburun, şehrin ve insanın yıkıcılığına direnen, Sakarya sınırında bir köyümüz. Söz verdik, kiraz vaktinde yine uğrayacağız.

Related Posts

Leave a Reply