Okul Dergileri ve Basılı Yayınların Hafıza Oluşturmadaki Rolü: Dijital Paylaşımlar Neyi Geri Getiremez?
Bir okulun kimliği sadece binasıyla, öğretim kadrosuyla ya da sınav başarılarıyla şekillenmez. Asıl kimlik, zamanla oluşan ortak hatıralarda, geleneklerde, törenlerde, duvarlardaki eski afişlerde, mezunların bıraktığı izlerde; yani bir okulun hafızasında gizlidir. İşte bu hafızanın en görünür, en somut ve en sürdürülebilir parçalarından biri okul dergileridir. Öğrencilerin yazdığı şiirlerden öğretmenlerin kaleme aldığı anılara, okulun düzenlediği etkinliklerden toplumsal olaylara verilen tepkilere kadar pek çok unsur, okul dergilerinde yer bulur.
Dijital çağın hızla ilerlediği, bilgilerin ekranlarda akıp gittiği bu dönemde, bazı şeyleri kaybettiğimizin farkına varmak güçleşiyor. Sosyal medya her anı belgelerken, neden hâlâ okul dergileri çıkarılmalı? Ve neden bu dergiler, Instagram gönderilerinin, TikTok videolarının ya da WhatsApp gruplarının yerini tutamaz?
Okul Kültürü ve Kolektif Hafıza Nedir?
Her okul, kendi içinde bir kültür geliştirir. Bu kültür; davranış biçimlerinden ritüellere, yıl sonu gösterilerinden törenlerde çalınan marşlara kadar uzanan, zamanla oluşan ve nesilden nesile aktarılan bir dokudur. Bu kültür, yazıya dökülmedikçe parçalanmaya mahkûmdur. Söz uçar, yazı kalır derken aslında geçmişi bugüne bağlayan en güçlü aracın yazılı ifade olduğu vurgulanır.
Okulun hafızası ise yalnızca resmi tutanaklarda değil, öğrencilerin yazdığı denemelerde, öğretmenlerin öğrencilere yazdığı veda mektuplarında, eski mezunların dönüp “ben de bu sıralardan geçmiştim” diyerek göz gezdirdiği sayfalarda yaşar. Okul dergileri, bu hafızanın kolektif bir kaydıdır.
Bugün bir okulda öğretmen olarak çalışan arkadaşlarla aynı sıralardan geçtiğimizin, aynı koridorlarda -belki farklı yıllarda- izlerimizin olduğunun kanıtıdır.
Basılı Okul Yayınları: Geçmişten Geleceğe Bir Köprü
80’lerde, 90’larda ya da 2000’lerin başında öğrenci olan biri için okul dergisi, yıllıklar; yıl sonunda sabırsızlıkla beklenen, sayfaları karıştırıldığında bir arkadaşın yazısına denk gelinen, bazen gizlice bir köşeye saklanan ve yıllar sonra çocuklarına gösterilen bir hazineydi.
Tam yirmi sene evvel mezun olduğum Sabancı Anadolu Teknik Lisesi’nin okuduğum dönemde çıkan dergilerini, yıllıklarını bunca yıldır en değerli anı parçam olarak saklıyor ve zaman zaman kapaklarını aralıyorum.
Bu dergiler sadece yazılı içeriklerden ibaret değildir. Derginin kâğıdı, tasarımı, kapağı, hatta baskı kokusu bile dönemin ruhunu taşır. O yıllarda yazılmış bir okul dergisi bugün açıldığında, içindeki haberler kadar, yazım diliyle, mizah anlayışıyla, kullanılan kelimelerle de dönemin bir aynası olur. Bu aynayı dijital ortam sağlayamaz. Çünkü dijital medya “anlık”tır; basılı yayın ise “kalıcı”dır.
Sosyal Medya: Hızlı, Geçici ve Kayıp Riski Yüksek
Bugünün öğrencileri artık okul etkinliklerini Instagram’da paylaşıyor. Öğretmenler bir performansı TikTok’a koyuyor, tören fotoğrafları okulun WhatsApp grubuna düşüyor. Ancak bir yıl sonra o gönderiler nerede? Birkaç yıl içinde kim hatırlayacak? O gönderiler hangi bağlamda üretildi? Arşivlenmesi, korunması mümkün mü? Hayır.
Dijital platformlar “anı” yaşatmaz, “anı” tükettirir. Oysa bir okul dergisi; geçmiş yılların tüm etkinliklerini, edebi denemelerini, başarılarını düzenli bir biçimde gelecek nesillere aktarır. Sosyal medyada yer alan içerik, günün sonunda sadece bir algoritmanın neyi öne çıkardığına bağlı olarak görünürlük kazanır veya kaybolur. Oysa bir okul dergisi rafta sessizce bekler ama her açıldığında yüksek sesle konuşur.
Arşiv Değeri ve Nesiller Arası Aktarım
Okulun 2004 tarihli bir dergisinde, bugünün öğretmenlerinden birinin lise yıllarındaki karikatür çalışması yer alıyor olabilir. Ya da okulun kuruluşunun 10. yılında yayımlanan bir sayı, okul tarihinin dönüm noktalarını içeriyor olabilir. Bu tür belgeler sadece nostalji değildir; aynı zamanda bir okulun sürekliliğini, aidiyet duygusunu ve gelişim seyrini gözler önüne seren bir arşivdir.
Bir okulun geçmişini dijital gönderilerden öğrenmek mümkün değildir. Dijital veriler çoğu zaman bağlamsızdır. Ancak basılı okul yayınları, dönemin eğitim anlayışı, pedagojik yönelimleri, hatta ülke gündemiyle ilgili öğrenci bakışlarını bile içerebilir. Bu çok katmanlı yapıyı ancak fiziksel olarak korunabilen yayınlar sunabilir.
Öğrenciler İçin Kimlik İnşası, Öğretmenler İçin Miras
Bir okul dergisinde yazısı yayımlanan bir öğrenci için bu, özgüven tazeleyici bir deneyimdir. O dergi basıldığında, ailesine gururla gösterilen bir başarıdır. Bu deneyim, bir Instagram gönderisinden çok daha değerlidir çünkü kalıcıdır. Öğrenciler yalnızca tüketici değil, üretici olur.
Öğretmenler içinse okul dergileri, yıllar sonra hatırlanacak bir iz bırakma aracıdır. Derginin danışmanı olmak, okul tarihine katkıda bulunmak demektir. Emek verilen bir sayının basılması, emeklilik sonrası dönemde bile dönüp bakılacak bir hatıra olur.
Basılı Yayınların Eğitimsel Katkısı
Okul dergileri aynı zamanda disiplinlerarası bir eğitim aracıdır. Türkçe, edebiyat, tarih, görsel sanatlar, grafik tasarım gibi pek çok alandan öğrencinin birlikte çalıştığı bir üretim süreci sunar. Öğrenciler haber dili, edebi ifade, tasarım ilkeleri gibi pek çok beceriyi bu süreçte öğrenir. Böylece sadece içerik üretmezler, üretirken öğrenirler.
Dijital Yayınlarla Birlikte Var Olmak Mümkün mü?
Elbette dijital olanaklar göz ardı edilemez. Bir okul dergisinin PDF versiyonu hazırlanabilir, web sitesinde yayımlanabilir, sosyal medyada tanıtımı yapılabilir. Ancak bu, asıl olanın yerini tutmaz. Basılı dergi ana kaynaktır; dijital içerikler ise onun uzantısı olabilir.
Sonuç: Hafıza Yazıyla Oluşur
Dijital dünya geçicidir. Bugünün içeriği, yarının çöpü olabilir. Ancak kalemle yazılmış, basılmış ve elle çevrilen bir dergi sayfası; yıllar sonra bile bir duyguyu tetikleyebilir, bir geçmişi hatırlatabilir. Okullar bu yüzden, sadece başarı belgeleriyle değil, yazılı hafızalarıyla var olurlar.
Okul dergileri ve gazeteleri; yalnızca birer yayın değil, birer kültür taşıyıcısı, birer kurumsal hafıza belgesi ve birer gelecek mektubudur. Sosyal medya bunu veremez. Dijital dünya unutur. Basılı yayın ise hatırlar.
📚 Kaynakça ve Okuma Önerileri:
- Nora, Pierre. “Hafıza Mekânları”, Toplumsal Tarih Dergisi.
- Milli Eğitim Bakanlığı – “Eğitimde Basılı Yayınların Rolü” (rapor, 2018)

