Eski Defterleri Açarken

Yazma serüvenime dolma kalemler eşlik etmezden evvel düzensiz notlar tutardım. Hayatıma etki etmiş bazı önemli zamanlarda birkaç paragraf yazardım. O kadar. 2016’dan, yani öğretmen olarak Kastamonu’ya gittiğim yıldan itibaren günü gününe, bir iki satır da olsa yazmayı alışkanlık haline getirdim.

Hayattan göçtükten sonra anıları basılacak kadar büyük bir hayat yaşamayacağız çoğumuz ancak çocuklarıma, torunlarıma göz gezdirebilecekleri anı defterleri bırakmak istiyorum.

Tarih okurken savaşları, komutanları, devletin inişlerini, çıkışlarını resmi ağızdan değil de savaştaki bir subayın yahut erin şahsi notlarından okumak bana daha çok keyif verir. Çünkü o subay, er yahut toprağı işgal edilen köylü benimdir. Büyük bir derdin içerisindeki tek kişinin hikayesi daha hayata yakın gelir bana. Savaşta esir düşenlerin istatistik bilgisini verir belki tarihçiler. Fakat o binlerle bahsedilen sayılardaki her rakam başlıbaşına bir yaşam hikayesidir.

Bu tür anılara yazılı olarak rastlamak kolay olmuyor. Daha çok dilden dile, “benim dedemin babası…” ile başlayan sözlü anlatımlarla, biraz da her anlatanın yeni şeyler katarak ballandırmasıyla aktarılıyor.

Bizde de vardır. Trabzon’un işgal dönemlerinde anlatılanlar, köylerin basılması, yaşanan insanlık dışı hadiseler hep dilden dile anlatılır. Sadece o yılların Trabzon’unu anlatan bir kitapta okudum bizim ve komşu köylerin durumunu. Yaşananları, yazılanları, anlatılanları aktarmaya dilim varmaz, yüreğim kaldırmaz.

Fakat yazılmalı.

Yazmak da okumak kadar merakın yanında yaşam disipliniyle edilinecek bir beceri. Okullarda günlük tutma ile alakalı konular üstünkörü okunup geçilmemeli, yıllık ödev olarak verilmeli.


Konu nereden nereye geldi. Hâlbuki açtığım eski defterlerdeki notlarım üzerine yazacaktım. Konu cihan harbine kadar gitti.

Mesela elimdeki notta Sakarya Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi’nde okurken aldığım notlar var. Derse girip çıkanlar, düşük not alınan hangi dersin hocasına gidilir, kimden not istenir, kimden bir puan bile alınamaz… Hepsi var (: O zamanlar araştırma görevlisi olan, şimdilerde doçent olmuş arkadaşlarla notları paylaştım. “Hey gidi günler.” Teknik eğitim fakülteleri bile kapatıldı.

Bir yazıda 20-25 sene evvelinden kalan bir fotoğraf rulosundan bahsetmiştim. Fotoğrafçıya götürdüğümde Kocaeli’de kalmadı bunları çıkartan, diyerek İstanbul’a yollamıştı da bütün fotoğrafların yandığını görmüştük. O rulodan bir fotoğraf bile sağ çıksa dünyalar benim olacaktı. Düşünün… Yirmi beş sene evvelinden bir fotoğraf karesi [kare değil dikdörtgen demeyin lütfen (: ] gün yüzüne çıkıyor. Aynı zamanlardan bir sayfa not da önüme gelse aynı heyecanı duyarım.

Velhasıl… Başta söylediğimi sonda tekrar edeyim. Kocaman kocaman hayatlar yaşamayacak olsak da bizden geriye kalacak üç beş defter bizi sağ olarak göremeyecek bizden sonrakilere kelimelerle bir “bizim dede” portresi bırakacaktır.

Ki öyle basit şeyler de yaşamadık! 99 depremini işin göbeğinde yaşadık. Ondan evvelinde 28 Şubat hadiselerini çocuk aklımla anımsıyorum. Darbe girişimine şahit olduk yahu, daha ne olsun! Korona salgınını da sayarsak yazacak çok şeyimiz de var esasında.

Related Posts

2 Responses
  1. Merhaba,
    Evren Günlüğü’nden yolum buraya çıktı. İyi ki çıktı.
    Yazınız yıllardır yaptığımız işin özeti olmuş. Bizden yarına bir şeyler kalsın istiyoruz hepimiz. Kalemle yazılanlar elbette daha kıymetli. Ama teknolojiye yenik düştüğümüz şu çağda blog vasıtası ile de bir anı defteri bırakacak olmak güzel. Sanalın tek sıkıntısı sizden (veya bizden) sonra sayfanın açık kalmasını sağlamak. 🤔
    Bir an torunlarım olmuş ve bloğumu okuyorlarmış hissine kapıldım. Ne düşünürlerdi acaba? Buradan güzel yazılar çıkar bence. 😊
    Kaleminiz daim olsun…

    1. hasantandogan

      Bizden sonra blog alan adı yenilemesine kadar açık kalır. 🙂 Açık kalması gibi bir arzum yok. İş çıkarmayayım millete (: Defterlerimin kalmasını, onlara sahip çıkılmasını isterim. Ben göçtükten elli sene sonra defterin sayfalarını açan biri olması ne güzel olur.
      Yazılarınızı takip edeceğim.
      Selamlar (:

Leave a Reply

My New Stories