Acısu, hemen her şehirde karşılaşılan bir yer ismidir. Hep de bir acı su hikayesi anlatılır ve ismin oradan geldiği rivayet edilir. Bizim Acısu da öyle. Belde belediyelerinin birleştiği seneye kadar belediye başkanı olan, Balkan muhacirlerinin, Trabzonluların, Artvinlilerin, Orduluların, Çerkeslerin, Cengiz Topel Askeri Havaalanı dolayısıyla gelmiş olan askerler ve başka başka göçmenlerin yerleştikleri, Sapanca yolu üzerinde,...
Korona süreci bilhassa evinden uzakta çalışanların günlük yeme-içme alışkanlıklarını değiştirdi. Kalabalıklardan uzak durma gayreti içinde olan bizler, çayı, kahveyi, yemekleri yanımızda taşımaya daha çok özen göstermeye başladık.Kahvemi ve yemeklerimi yanımda taşımaya Küre, Kastamonu’da çalışırken başlamıştım. İlçede bir lokanta ve bir de pideci haricinde yemek yiyebileceğimiz başka bir yer olmadığı için mecburen termos edinmiştik birkaç arkadaş.Önce...
Memleketimizin siyasetine bir dönem damgasını vuran üç kişiden biri, Bülent Ecevit, nam-ı diğer Karaoğlan’ın soyadından bahsedeyim bugün. Kastamonu’da yaşadığım yıllarda rahmetlik Ecevit’in adını verdiği bir Ecevit Hanından ve çorbasından bahsederdi Kastamonulu arkadaşlar. Ben de “aaa, ne güzel,” der, geçerdim. Geçtiğimiz günlerde bir kitapta yeniden görene kadar da aklıma hiç getirmemiştim konuyu. Kitap, Mustafa Çolak’ın Bülent...
Zaman zaman geriye dönüp baktığımda bazı anıları yaşandığı şekliyle hatırlamakta zorluk çekiyorum. Bazen zamanlar, bazen isimler yer değiştirebiliyor. Bazen de hikayede ufak tefek oynamalar oluyor. Zihnimiz anıları yoğura yoğura en güzel, en hatırlanmaya değer hâle getiriyor vakit geçtikçe. Yaşandığı gibi hatırlansa çoğu şey, geçmiş zamanların yükü hiç inmezdi omuzlarımızdan. Anılar güvenli bir liman, sığınılacak bir...
Zaman zaman geriye dönüp baktığımda bazı anıları yaşandığı şekliyle hatırlamakta zorluk çekiyorum. Bazen zamanlar, bazen isimler yer değiştirebiliyor. Bazen de hikayede ufak tefek oynamalar oluyor. Zihnimiz anıları yoğura yoğura en güzel, en hatırlanmaya değer hâle getiriyor vakit geçtikçe. Yaşandığı gibi hatırlansa çoğu şey, geçmiş zamanların yükü hiç inmezdi omuzlarımızdan. Anılar güvenli bir liman, sığınılacak bir...
Ev ararken emlakçılardan olabildiğince uzak durmaya çalıştım. Mümkün mertebe “sahibinden” olmasına dikkat ettim bakacağım evlerin. Fakat yolum elbette emlak danışmanlarıyla kesişti. Küçük bir ofiste daha ne istediğimi bile sormadan “elimde tam senlik bir daire var” diyerek konuşmaya başlayan, tabir yerindeyse “keloğlanı prenses yapmaya” çalışan abilerimizi hayretle izledim. Hadi, dedim, göster bakalım daireyi! Öyle bir övdü...
Kastamonu’da yaşadığımız üç yılın son ikisinde Küre’ye her gün Kastamonu merkezinden yol aldık. Yol 60 kilometrenin biraz üzerindeydi. Daday yolu sapağından, Küre’ye. İlk zamanlar ellerimize birer kitap alıp yolu başlarımızı kaldırmadan tamamlıyorduk. Her gün ayrı bir mevsimin izlerini taşıyan, yazdan, güze; kıştan, bahara dönen tabiatın içinden geçip gidiyorduk Küre’ye. Yol boyunca okuyorduk. Okumak güzeldi. Ama...
George Orwell tarafından kaleme alınan Hayvanlar Çiftliği, Edebiyat tarihinin en ünlü politik hicivlerinden biri. Çiftlik hayvanının, kendilerini sömüren çiftlik sahibi Mr. Jones’a karşı ayaklanıp çiftliğin yönetimini ele geçirmesinin öyküsü.İlk okuduğum George Orwell kitabıydı. Sonrasında kardeşimden ödünç aldığım 1984 [ki halen geri istiyor utanmadan 🙂 ] ve diğer kitaplarıyla devam ediyor okuma listem.CAN YAYINLARI Hayvan Çiftliği...
Çocukluğumdan hatırlıyorum, sabah namazının peşinden Tosya’ya doğru yola çıkışımızı. Belki iki – üç ayda bir… Yola çıkıyor, Bolu Dağı’nda kahvaltıya oturuyor, öğlen vaktinde de Tosya’da Muhtarın Yeri’nde kuyu kebabına yetişiyorduk. Beni ilgilendiren kısmı bu kadardı. Babam içinse Tosya, esnaf arkadaşlarını ziyaret etmek, yeni model kapıları beğenmek, kontraplak ve başka başka ürünleri seçip sipariş vermekti. Tabi...