2016 yılında Şubat ayı öğretmenlik atamaları için tercih yaparken beni tarihsel, kültürel ve insani olarak besleyecek bir şehrin arayışına girdim. Yaşadığım şehre yakın ya da uzak olması fark etmeksizin bir sıralama yaptım. Doğu Karadeniz’den İç Anadolu’ya, Batı Karadeniz’den Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya… Yozgat’tan Hatay’a, Trabzon’dan Mardin’e… Askerliğimin acemi birliğini Kastamonu’da yaptığım için Kastamonu’yu da ilave...
“Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından 2008 yılında halkın hizmete açılan Seka Kampı, Sapanca Gölünün çevresine kurulmuş olup yaklaşık 40.000 m²’lik alanı kapsamaktadır. Tesis alanı kamp yapmaya uygun olup spor tesisine sahiptir. Bu sosyal alanın içerisinde voleybol sahası, futbol sahası ve basketbol sahası bulunmakta. Sapanca gölü kenarına kurulmuş iskeleler çevresinde manzaranın tadını çıkarabilir veya balık avlayabilirsiniz. Kendini...
Günlük yaşamımızda; ister şehirde olalım ister doğada, her an bir kazanın mağduru ya da şahidi olabiliriz. Kaza durumları kimi zaman dikkatsizliğimizden, kimi zaman önemsemememizden, zaman zaman da bizimle alakalı olmayan durumlardan dolayı ortaya çıkabilir. İş güvenliği alanında çalışan arkadaşların üzerinde çok durdukları mevzulardır, risk, tehlike, kaza üçlüsü. Gözlemleyebildiğimiz, öngörebildiğimiz ölçüde bizi kazaya sürükleyecek durumlara karşı...
Haftasonu gezilerimizden birini de Samsun, Vezirköprü’deki Şahinkaya Kanyonu’na ayırdık. Kastamonu’dan üç araçla yola çıktık. Hedefimizde önce Şahinkaya Kanyonu’nu, sonrasında ise Samsun tarafındaki yerleri gezmek vardı. Vezirköprü, Samsun’un bir ilçesi olmaktan daha çok, her an il olabilecekmiş gibi… Hem Samsun’a uzak hem de kendi kendine yeten bir yer. Kastamonu’da Doğanyurt ve Cide’ye hiç gitmeyen Kastamonulular olduğu...
Nereye gidersem gideyim çayın, kahvenin ihtiyacını duyuyorum. Evde, iş yerinde ya da doğada… Köydeyken kendimi yaylalara vurduğumda, şehir içerisindeki kaçışlarımda ya da çalışma aralarımda… Muhakkak ya termosa dolduruyor ya da ekipmanlarımı yanıma alarak çayımı, kahvemi demliyorum. Elbette ki en keyiflileri, sırtımı bir ayaca yaslayıp demlediklerim oluyor. Çay, memleketimizde kahve kadar eski olmamasına rağmen bütün içeceklerin tahtını...
Kamp tecrübelerim tüm hızıyla sürüyor. Şimdilik yakın yerleri tercih ediyorum. Şükür ki Kocaeli ilçeleri kamp için oldukça elverişli. Kartepe, Kandıra, Başiskele… Özellikle bu üç ilçe deniz ve dağ kampları açısından oldukça keyifli ve öğretici. Başiskele’ye doğru yola çıkıyoruz…Kamp alanına varmadan önce Yuvacık Barajı’nı en tepeden görebileceğimiz bir kafeye çıktık. Çamlıtepe Kafe. Sağ olsunlar, kamp için...
Türklerin göçebelikten yerleşikliğe geçmesinin en vahim sonucu, yerleşikliğin kutu kadar apartman dairelerinde neticelenmiş olmasıdır.Son asrın en hazîn tablosu ise avluya açılan kapılardan karşı komşuya açılan çelik kapılara tahmin edildiğinden de hızlıca geçişimiz olmuştur.Apartmanlar çağı…Ne kadar ruhsuz bir yapı: apartman!Hayâ perdesi yırtık, mahremiyet geçirgenliği yüksek duvarlar… Hangi odaya kaçsan, bir diğer komşuya misafirsin. Bilhassa kavgalarına… Apartmanda...
Sakarya, üniversite yıllarımı geçirdiğim şehir. Kastamonu’da yaşadığım süre zarfında sadece bir iki sefer uğrayabilme fırsatım oldu. O da günübirlik… Kocaeli’ye taşındıktan sonra eşimle beraber bir değişiklik yaparak yanıbaşımızdaki Sakarya’da kamp yapalım, dedik. Gözümüze de hemen Poyrazlar Gölü’nü kestirdik. Poyrazlar Gölü’ne yanlış hatırlamıyorsam 2008 senesinde, karlı bir günde gitmiştim en son. Mavi ve beyaz bir kartpostal...
Hafızasını kaybetmeyen, kadîm yapılarıyla, kim bilir kaç insanı yorgun omuzlarında taşımış hüzünlü sokaklarıyla, dünyeviliğe direnen bir şehir Kastamonu. Tarihin her ânına şahitlik etmiş, tarihle yaşıt bir şehir Kastamonu. Ve bu yaşanmışlığını sokaklarıyla, yapılarıyla açıyor insana. Şehir her adımda daha da derinleşiyor… Hafızasını kaybetmeyen, kadîm yapılarıyla, kim bilir kaç insanı yorgun omuzlarında taşımış hüzünlü sokaklarıyla, dünyeviliğe...
“Şık bir dolma kalemi, kendisini özel hissedebileceği bir kalemliğin içerisinde saklarsanız ancak, kalem sizi sever ve yazmak size keyif verir!” gibi beylik bir cümleyle başlayayım notuma İnsanın insana alışması kadar, eşyanın da insana alışması vardır ve önemlidir. Kalem, size ait olduğunu bilmeli. O kalemi, o defteri, o eşyayı elinize aldığınızda bir sıcaklığı olmalı… Kalem, benim...