BİR JAPON HARİKASI: SAILOR 1911 L GT

Dolma kalem ile tanışmam Pelikan ile olmuştu. İzmit’ten İstanbul’a gitmiş, kalemi almıştım. Sonrasında öğretmen olarak Kastamonu, Küre‘ye tayin olunca kalemlerden uzak kaldım. Mecburen, denemeden, internet üzerinden kalem siparişi vermek durumunda kaldım. Düşünün ki dolma kalemle tanıştığım ilk zamanlar… Bırakın markaları, kalemlerde kullanılan parça malzemelerine kadar bilgisiz olduğum ama tam tersi oranda da kalemlere hevesli olduğum bir dönem.

Sağ olsunlar, sosyal medya üzerinden elinde dolma kalem gördüğüm herkesi çevirip sorular yönelttim. Hiçbiri kırmadılar, bilgi verdiler. Ben de nasıl bir kalem alsam memnun kalacağımı zihnimde şekillendirdim kısa süre içerisinde. Sailor 1911, o dönem edindiğim bir kalem. İzmirli Can Kırtasiye‘nin internet sitesinden almıştım.

Kalem bir tecrübe işi. En iyisi kaleme temas etmek, mümkünse deneyerek alabilmek. İmkan dahilinde değilse, yâ nasip diyerek alıyorsunuz. Beğenmedim, elime, yazıma uymadı dediğinizde eyvah, uğraşıp durursunuz.

Gelelim Sailor 1911’e…

Japonya’nın Hiroşima kentinde 1911 yılından beri kalem üreten Sailor markasının kurucusu olan Kyugoro Sakata, Hiroşima Limanında karşılaştığı bir İngiliz denizcinin gösterdiği dolma kalemden çok etkileniyor ve kendi işini kurmaya karar veriyor. Sailor’un hikayesi böyle başlıyor. Japonya’nın en eski, en önemli ve büyük kalem markaları arasında yer alan bu denizci arkadaş Japonya’da dolma kalem üreten ilk firma olarak da tarihe geçiyor.

Elimdeki Sailor1911 L GT, 21K altın uçlu, kaliteli reçineden mamul, sarı ve siyah rengin bir arada işlendiği, insanı kendisine hayran bırakan bir kalem. Bir sene el sürmedim, elime aldığım gün sanki yeni mürekkep çekmişim gibi yazmaya başladı. Bu da kalemi bağrımıza basmamızı gerektiren bir kaliteyi gösteriyor.


Esasında kalemin kendi hikayesinden ziyade Haruki Murakami’nin yazarlığa başlama hikayesi Sailor markasıyla tanışmama vesile oldu. Şöyle yazıyor Murakami:

“Maç bittikten sonra kırtasiyeden yazı için kağıt ve dolmakalem(The Sailor, 2000 yen) satın aldım. O sıralar henüz kelime işlemciler ve bilgisayar pek yaygın olmadığından harfleri tek tek elle yazmak gerekiyordu. Bunu yaparken taptaze bir his uyandı içimde. Yüreğim heyecanla çarptı. Dolmakalemle kağıdın üzerine harfleri yazmak çok uzun zamandır yapmadığım bir şeydi.”


Velhasıl, ben kalemi aldım. İyi de ettim. Kalem 21K altın uca sahip. Sarı ve siyah, ne kadar da yakışmış birbirine!.. Elimdeki kalem M uca sahip. Asya’da Medium, Avrupa’da Fine uç, genelde tercihimdir. Yanmaz yapışmaz. Siyah reçine bu arkadaş rodyum kaplama uca sahip. Pistonlu tercihleri olmasına rağmen ben kartuşlu olanı aldım o dönem. Bugün olsa pistondan yana tercihimi kullanabilirdim. 15,5cm uzunluğunda, 20gr ağırlığında bir arkadaş. Kapağını arkasına takmadan, rahatça kullanabiliyorum. Ele avuca oturuyor.

Puro görünümüyle keyifli bir tutuş imkanı veriyor.

Aldığım günden beri hep aynı mürekkebi kullandım Sailor1911’de. Montblanc Ultra Black! Mürekkep bitince yeni mürekkebe geçtim. Iroshizuku’dan yana kullandım tercihimi. Ona da ayrıca değinirim.

Related Posts

Leave a Reply

My New Stories