Kastamonu’da yaşadığımız üç yılın son ikisinde Küre’ye her gün Kastamonu merkezinden yol aldık. Yol 60 kilometrenin biraz üzerindeydi. Daday yolu sapağından, Küre’ye.
İlk zamanlar ellerimize birer kitap alıp yolu başlarımızı kaldırmadan tamamlıyorduk.
Her gün ayrı bir mevsimin izlerini taşıyan, yazdan, güze; kıştan, bahara dönen tabiatın içinden geçip gidiyorduk Küre’ye.
Yol boyunca okuyorduk. Okumak güzeldi. Ama seyretmek… Yolu güzelleştirecek olan buydu. Bir daha ne vakit yolumuz düşerdi Küre’ye? Ve hangi mevsimde?
İki sene boyunca doğanın güzelliklerini seyre daldık. Başımızı kaldırmasak, neler kaçıracaktık! Servisin önüne atlayan, son anda paçayı kurtaran hınzırdan, -üzücü ama- bir araç tarafından ezilmiş ayıya; yırtıcı kuşlardan, tilkilere ve hatta karacaya rast gelemezdik.
Her sene dronlarla yukarından çekilen ve haber sayfalarında servis edilen tarifi olmayan güzellikteki yolların içinden, bir dağ kasabasına her gün gözlerimiz yollarda seyahat ettik. Hafta içi servisle geçtiğimiz yolun üzerindeki tabelaları ise hafta sonları eşimle takip ettik. Devrekani’ye saptık ve hatta Yaralıgöz üzerinden Bozkurt, Abana, Çatalzeytin, İnebolu’ya gittik. İlçelerin kendilerine has yemeklerini tanıdık. Daday kadar Devrekani’de de etli ekmeğin yapıldığını gördük örneğin. Başka bir vakit Daday’a, bir başka gün de Ağlı, Azdavay, Şenpazar’a doğru yolculuk ettik. Her ilçe ayrı bir bahiste işlenmeli…
Yol dedim ya… Her gün gide gele aşina olduğumuz yollar, bizi düşüncelere sevkediyor, bazen de direksiyonu içimize kırmaya teşvik ediyordu.
Bizi şehrin kargaşasından uzaklaştıran, kalbimize sükûnet aşılayan; hayatın asla sona ermeyecek karmaşında ne zaman kaybetsek yolumuzu, eski bir dost gibi kendine çağıran bir yoldu Küre yolu.
Çok mu anlam yükledim? Altı üstü bir yol muydu yoksa?
Altı üstü bir yol olsaydı eğer, size bu yazıda kar yağdığında kayan arabamdan, yol üzerinde yediğim trafik cezalarından bahsederdim.
Yolu ve yol boyunca uzanan doğanın güzelliğini öyle seyre daldık ki Küre’ye varamadık bile…
Yine gitsem, yine yaşasam Küre’de?.. Aynı güzelliği bulamam. Bundan sonra anılarımda hayat bulması gereken bir yer. Yeniden gitsem Küre’ye, “acaba servise ne zam gelecek?” diye düşünürüm. Küre şimdi bende anıların konacağı bir dal.
(Bu fotoğraf NTV haber sayfasından alınmıştır. https://www.ntv.com.tr )