Tag

kandıra

Fareli Koyun Kampçısı

Karadeniz’de deniz kamplarını seviyorum. Önümüzde deniz, ardımızda orman, keyfimiz de ziyadesiyle yerinde oluyor. Çoğu zaman yola çıktıktan sonra karar veriyoruz çadırımızı nereye atacağımıza. Geçtiğimiz günlerde belki de bu senenin son deniz kenarı kampını yapmak için Furkan’la yola çıktık. Sonbaharda göl kenarı yahut orman içi kampları olur. Ağır kış şartlarında kamp yapmaya ise ekipmanlar müsade etmiyor....

Yıllar Sonra Cebeci

Yıllar sonra ilk defa bu sene, hem de iki kez Kandıra’nın Cebeci sahiline yolum düştü. İlki eşim Merve ve bizim kerata Mehmet Selim ile gittiğimiz zamandı. Bir de dün, Kocaeli eTwinning temsilcileri olarak Cebeci Öğretmenevi’nde Kandıra İlçe Milli Eğitim Müdürü İhsan Özkan müdürümün misafiri olduk. Denizi, uzunca sahili ve sahil boyunca uzayan yürüyüş yolu ile...

Pembe Kayalar Kampı

     Mevsim yüzünü yeni yeni güze çeviriyorken deniz kenarında son kez bir kamp yapalım dedik. Deniz kabardığında, sular hırçınlaştığında zor oluyor konaklamak. Çantalarımızı hazırladık ve yola koyulduk.      Rota oluşturuldu: Kandıra, Pembe Kayalar.      Biz İzmit’te oturanlar için Kandıra hemen yanıbaşımızda olup da yazdan yaza anımsadığımız bir ilçe. Kendisini dışarıya gizlemiş, yazlıkçıların bildiklerinin çok ötesinde değerlere sahip, kıymetli...

Küre Yolunda

Kastamonu’da yaşadığımız üç yılın son ikisinde Küre’ye her  gün Kastamonu merkezinden yol aldık. Yol 60 kilometrenin biraz üzerindeydi. Daday yolu sapağından, Küre’ye. İlk zamanlar ellerimize birer kitap alıp yolu başlarımızı kaldırmadan tamamlıyorduk. Her gün ayrı bir mevsimin izlerini taşıyan, yazdan, güze; kıştan, bahara dönen tabiatın içinden geçip gidiyorduk Küre’ye. Yol boyunca okuyorduk. Okumak güzeldi. Ama...

Öğretmenler Günü

İlkokula başladığım zamana denk geliyor dükkana çırak yazılışım. Hafta içlerinde düz ve eğik çizgi çekmeyi, hafta sonlarında da dükkanda kapılara çıta çakmayı öğrendim. Her tamamladığım çıta takımı için alacak defterime okulda öğrendiğim gibi çizik çekiyordum. Her çizik kaç kuruşa karşılık geliyordu, hatırlamıyorum. Ama babama defterimi götürdüğümde, emeğimin karşılığını fazlasıyla alıyordum. Torpilli çıraktım, anlayacağınız. Okul ve...

Ne yak mektubun ucunu…

“Sevgili dost…” diye başlıyor Ali Ural’ın Posta Kutusundaki Mızıka kitabı ve devam ediyor: “Bir zarfı açmak kadar kalbi titreten ne vardır. Zarf mahremiyettir, mahrem olmasa da satırlar. Bir köşeye çekilinir, yalnız okunur mektuplar.” Okumak kadar, yazmak da mahremiyet ister. Hatta öyle ki, zihnimizi işgal eden kişilerden ve olaylardan da müsaade istemek gerekir. Kelimelerin de ödünç...

Ferizli Köylerinde Bir Nefeslik Mola

Elden gidince kıymet bilen milletiz. Ardından “hey gidi,” demeyi severiz. İmkânlar ölçüsünde ailece ülkemizin güzelliklerini görmeye çalışıyoruz. Epeyce şehir dolaştık. Hatıralar biriktirdik. Hafta sonları ise direksiyonu yakın şehirlere kırıyoruz. Kastamonu’dayken Sinop, Ankara, Çankırı, Bartın, Karabük’tü. Şimdi ise Bursa, Sakarya, İstanbul… Bu hafta sonu gözümüze Sakarya’yı kestirdik. Amacımız ormana gitmek bir iki saat yürüyebilmekti. Hava da...

My New Stories