Kamp tecrübelerim tüm hızıyla sürüyor. Şimdilik yakın yerleri tercih ediyorum. Şükür ki Kocaeli ilçeleri kamp için oldukça elverişli. Kartepe, Kandıra, Başiskele… Özellikle bu üç ilçe deniz ve dağ kampları açısından oldukça keyifli ve öğretici.
Başiskele’ye doğru yola çıkıyoruz…
Kamp alanına varmadan önce Yuvacık Barajı’nı en tepeden görebileceğimiz bir kafeye çıktık. Çamlıtepe Kafe. Sağ olsunlar, kamp için eksik bir iki şeyi temin ettiler. Acemisiyiz ya bu işlerin, elbette üç beş eksiğimiz oluyor.
Başiskele sınırlarında yer alan, Yuvacık Barajı’na yakın, Gazi’nin Yeri’ne çadırımızı kurduk.
Yine korunaklı bir alanı tercih ediyoruz. Dere kenarında, saat 22.00’den sonra sadece suyun sesini duyabileceğiniz ıssızlıkta bir yer aslında. Ama yakınlarda bungalov evleri olduğu için insansız bir alan da değil.
Çadırımı yeniledim. Decathlon’un Arpenaz 3 modelini aldım. Tencere ve tavayı da çelik aldım. Dedim ya, eksikleri görme ve tamamlama kampları bunlar. Ateş için çakmak, kibrit ve magnezyum çubuğu taşıyorum. Hangisinin nerede işe yarayacağını bilemeyiz. Bir Serdar Kılıç da değiliz 🙂
Arpenaz 3 çadırı ilk defa denedim. Öyle zannediyorum ki çok yoğun bir yağmur olmadıktan sonra 3 mevsim kullanılabilir. 2 kişi rahatlıkla sığıyor fakat 3. kişi olarak çantaları hesap edin. 3 yetişkin kesinlikle sığmaz.
Geceyi suyun ve ateşin sesi bölüyor.
Bundan sonrası ateş başı sohbeti. Çayımızı içiyor ve dertlerimizi suya, dumana veriyoruz.
Ekim ayı olmasına rağmen hava tahmin ettiğim kadar soğumadı. Ateş başında tişörtle durmama rağmen üşümedim. Ki oldukça yüksekteyiz.
Bu arada küçük bir not düşeyim… Ateşi özellikle eski bir mangalın içinde yakıyorum. Ormanlık alanlarda toprakta ateş yakılması hiç de hoş olmayan görüntülere sebebiyet veriyor. İki şeyi borçluyuz doğaya. Biri çöplerimizi toplamak, diğeri de toprakta ateş yakmamak.
Sabah olduğunda ise yine gün doğmadan uyanıyoruz. Köyde yaşayan büyüklerimizin “hey gidi, güneş doğmadan uyanıp işe koyuluyoruz” demelerinin hakkı var. Yükseklerde hayat gün doğmadan başlıyor. Sabah ezanıyla uyanılıyor. Kendiliğinden…
Sabah menemeni için kardeşim Furkan’ı kamp alanına davet ediyorum. Eli maharetli 🙂
Sonrası bilindik… Toparlanıp gidiyoruz… Günlük dertler bizi bekler.