Yaklaşan Tehlike: Steroid Kullanımı

Vücut geliştirme sporu, zamanla fiziksel bir disiplinden çok daha fazlasına dönüştü. İlk yıllarda amacı bedenin sınırlarını zorlamaktı. Bugün ise steroid kullanımı ile bu sınırlar, giderek daha yapay, daha kimyasal ve daha gösterişli bir şekilde yıkılmaya devam ediyor. Doğallığın yüceltildiği bir çağda, kas estetiği ironik bir şekilde farmakolojik müdahalelerin ürünü hâline geldi.

Öğretmen olarak çalıştığım lisedeki bazı öğrencilerime bir haller olduğunu fark ettim bu sene. Öğrencilerimin aralarında spor yapan, hatta çeşitli alanlarda başarılar elden edenler olurdu ancak “iğneli çocuklara” hiç bu kadar sık rastladığımı anımsamıyorum. Eskiden “büyüklerin sırrı” olan ürünlerin lisedeki çocukların ellerine kadar düştüğünü üzülerek görüyorum.

Okulları ziyaret ederek öğrencilere spor takviyelerinin zararlı yanlarından bahseden ilçe sağlık müdürlüğü görevlilerine hangi ürünlerin zararlarından bahsettiklerini sorduğumda seminerlerinde protein tozları ve benzeri ürünleri işlediklerini söylemişlerdi. Protein tozu mu? Öğrencilerin ne olduğu bilinmeyen, merdiven altı dükkanlarda üretilen, ileriye dönük zararları çok sonraki yaşlarda belli olabilecek ürünleri şeker gibi kullanmaya başladıklarından habersiz oluşları beni şaşırtsa da yargılamadım ve konuyu açtım. Hatta bu konunun önemini belirten bir CİMER başvurusunda da bulundum. Liselere inmiş olan farmakolojik ürün kullanımları öğrencileri fizyolojik ve psikolojik, geri dönüşü mümkün olmayan sorunların içine çekmektedir.

Vücut geliştirme ve anabolik ürünlerin bir güç sporunu nasıl kirlettiği hakkında ilk yazım olacak. Ama emin olun ki devamı gelecek.

1. Başlarken…

Vücut geliştirme, 19. yüzyılın sonlarında halterciler ve sirk sporcularının gösterilerinde şekillenmeye başladı. Eugen Sandow gibi isimler, kaslı bedeni estetik bir sembol hâline getirdiler. Ancak bu dönemde sporun özü, doğallık ve disiplindi. Kas, sadece görsel bir etki değil; emek, zaman ve sabrın karşılığıydı. Steroid henüz gündemde bile değildi.

2. Anabolik Dönüşüm: 1950’lerden 1980’lere

1950’lerde Sovyet sporcuların testosteron türevleriyle gösterdiği üstün performans, Batı dünyasında alarm zillerini çaldı. Amerikalı sporcular da bu yarışa katıldı. Derken anabolik steroidler, vücut geliştirme camiasında yaygınlaştı.

Arnold Schwarzenegger ve benzeri ikonlar, sadece estetik değil, aynı zamanda “üstün insan” imajının taşıyıcıları oldular. Ancak bu estetik, sadece antrenmanla değil, sistematik kimyasal destekle inşa edilmişti. Yarışma dışı “görsellik” de önemli hale gelince, iğneler yalnızca sahne için değil, günlük hayatın da parçası hâline geldi.

3. 1990’lar: Saklamanın Yüzyılı

90’lar, steroid kullanımının hem yaygınlaştığı hem de inkâr edildiği yıllardı. Sporcular, “doğal supplement” söylemleriyle gerçekleri gizliyor, genç takipçilerine gerçek dışı hedefler sunuyordu. Doğallık bir pazarlama stratejisi olmuştu. “Natural” kelimesi, artık bilimsel bir tanım değil, popüler bir etiket haline geldi.

4. Sosyal Medya Çağı: Filtreli Kaslar ve Gerçeklik Kırılması

2000’lerle birlikte sosyal medya, vücut estetiğini küresel bir vitrine dönüştürdü. Instagram, TikTok ve YouTube gibi mecralar, yalnızca profesyonel sporcuları değil, amatörleri ve çocukları da bu “görsel yarış”ın içine çekti.

Artık iğneler gizlenmiyor.

  • YouTube kanallarında “cycle günlüğü”
  • TikTok’ta “tren rage” videoları
  • Instagram’da “blast & cruise” rutinleri

Steroid kullanımı, sıradan bireyler arasında normalleşmeye başladı. Tıbbi değil, estetik bir motivasyonla.

5. Aynanın Esiri: Vücut Estetiği ve Psikolojik Boşluk

Modern çağın en çarpıcı ironisi burada başlıyor: Kaslar büyürken özgüven küçülüyor.

Steroid kullanımı ile güçlenen beden, çoğu zaman içerideki kırılganlığı gizlemek için bir zırh gibi kullanılıyor. Klinik literatürde bu durum “kas dismorfisi” olarak tanımlanıyor. Halk arasında ise “bigoreksiya” olarak biliniyor.

Bu bireylerde:

  • Ayna karşısında geçirilen süre artar
  • Sürekli eksiklik hissi oluşur
  • Sosyal medyadaki kaslı bedenlerle karşılaştırma saplantıya dönüşür

Kimi zaman kilo artışı, kimi zaman damar belirginliği, kimi zaman “six-pack simetrisi” üzerinden bitmeyen bir yetersizlik hissi oluşur.

6. Çocuklukta Başlayan Yarış

En tehlikeli evre budur: 14-16 yaş aralığında başlayan “bulk-cut” döngüsü.

Gelişme çağındaki gençler, hormon sistemleri tamamlanmadan önce dışarıdan testosteron alarak vücutlarını şekillendirmeye başlıyor. Bu müdahaleler:

  • Doğurganlık sorunlarına
  • Testosteron üretiminin baskılanmasına
  • Ruh hali bozukluklarına
  • Karaciğer ve kalp problemlerine yol açabiliyor

Bunun karşılığında kazandıkları ise geçici bir estetik, sürekli tekrar eden kürler ve ömür boyu hormon bağımlılığı oluyor.

7. Doğallığın Maskesi: “Natural” Etiketi Ne Kadar Gerçek?

Bugün “natural bodybuilder” etiketi birçok kişi için yalnızca bir imaj. Yarışmalarda bile doping testlerinden kaçmanın yolları artık sır değil:

  • Mikro dozlama
  • Estetik için kullanılan, tespiti zor yeni kimyasallar
  • Test öncesi arınmalar.

Eski bir vücut geliştirmeci olan Serdar Aktulga bir röportajında “bırakın sahnede yarışan sporcuları, seyircilerde bile steroid kullanmayan yoktur,” diyerek iddialı bir çıkış yapmıştı ve üzülerek belirtmeliyim ki haklıydı.

Sosyal medya fenomenleri, bu “doğal” görüntüyü sponsorlu supplement markalarıyla ilişkilendirerek hem gençleri etkiliyor hem de pazarı yönlendiriyor. Genç bireyler ise bu bedenlere ulaşamayınca ya vücutlarından nefret etmeye başlıyor, ya da benzer yollara başvuruyor.

8. Farmakolojik Estetiğin Toplumsal Yüzü

Steroid kullanımının toplumsal boyutu da oldukça karanlık:

  • Rekabet kültürü: Spor salonunda “kazanmak” önemli hale geliyor.
  • Eril baskı: “Zayıf erkek” kavramı toplumsal dışlanmanın bir aracı hâline geliyor.
  • Kadın vücudu üzerindeki etki: Kadınlarda da benzer bir trend oluşuyor. “Feminin bulk” veya “figure estetiği” adına bazı kadınlar da steroid kullanmaya başlıyor.
  • Son durak: Bu bireyler zamanla hormonal tedaviye mecbur kalıyor. “Endokrin kliniği”, estetik hatanın son durağı oluyor.

9. Peki Çözüm Nedir?

Steroid kullanımını sadece “yasaklı madde” kategorisine sıkıştırmak yeterli değil. Bu, çok boyutlu bir mesele:

  • Eğitim: Ortaokul düzeyinden itibaren beden algısı, sağlıklı yaşam ve medyadaki estetik baskılar üzerine farkındalık çalışmaları yapılmalı.
  • Şeffaflık: Sosyal medya içerik üreticileri, kullandıkları maddeleri açıkça beyan etmeli.
  • Rol modeller: Gerçekten doğal olan ve bunu uzun vadede sürdürebilen sporcular ön plana çıkarılmalı.
  • Psikolojik destek: Özellikle genç erkekler için özgüven, beden algısı ve toplumsal baskılarla başa çıkma yolları öğretilmeli.

10. Sonuç: Gücün Gölgeli Yüzü

Görünürde büyüyen kaslar, içeride küçülen bir özgüveni temsil edebilir. Her dolu kas, gerçek bir güce değil; çoğu zaman bastırılmış bir yetersizlik duygusuna dayanır. Steroid estetiği, çağımızın modern illüzyonlarından biridir: Güç gibi görünür, ama bağımlılıktır. Sağlık gibi gösterilir, ama risktir. Doğal gibi pazarlanır, ama maskedir.

Ve belki de en acı olan şudur: Bu maskeyi ilk takanlar, artık onun gerçek yüzlerini unuttular.


Steroid Kullanımı

KONU HAKKINDAKİ CİMER BAŞVURUM:

Konu: Ortaöğretim Kurumlarında Steroid ve Performans Arttırıcı Maddeler Hakkında Bilinçlendirme Semineri Talebi

Sayın Yetkili,

Son dönemde özellikle lise çağındaki gençler arasında steroid ve benzeri performans artırıcı maddelerin kullanımı ciddi bir tehdit haline gelmiştir. Spor salonlarının yaygınlaşması ve sosyal medyada dolaşan “ideal vücut” algısı nedeniyle, henüz gelişme çağındaki öğrencilerin bu tür maddelere yöneldiği açıkça görülmektedir.

Bu durum, gençlerin:

  • Hormon sistemini bozmakta,
  • Ruhsal dengesini etkilemekte,
  • Organ hasarlarına ve kalıcı sağlık sorunlarına yol açmaktadır.

Ne yazık ki, bazı öğrencilerin internet üzerinden kolayca ulaşabildiği bu ürünleri birbirlerine tavsiye ettikleri, okul ortamlarında açıkça bu konuları konuşur hâle geldikleri de gözlemlenmektedir.

Bu kapsamda, talebim şudur:

Ortaokul ve lise düzeyindeki okullarda, yılda en az bir kez, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın iş birliğiyle steroid ve benzeri maddeler hakkında bilinçlendirme seminerleri düzenlenmesini arz ediyorum. Bu seminerlerde:

  • Performans artırıcı maddelerin zararları,
  • Sağlıklı spor alışkanlıkları,
  • Medyada sunulan beden algısının etkileri gibi konuların uzmanlar tarafından öğrencilere aktarılması büyük önem taşımaktadır.

Bu seminerlerin, gençlerimizi hem fiziksel hem de psikolojik açıdan koruyacağına inanıyor, bu konuda gerekli adımların atılmasını önemle rica ediyorum.

Saygılarımla,

[Adınız Soyadınız]

[T.C. Kimlik Numaranız]

[İletişim Bilgileriniz]

Leave a Reply