İnsanın kalibresi birlikte iş yapmadan anlaşılamıyor. Yolculuk yapmak falan, geçiniz. Başta kendi koyduğu fiyata işin sonunda rıza göstermeyen, sanki baştaki fiyatı kendisi belirlememiş gibi işin sonunda söz ahlakını çiğneyerek daha fazlasını isteyen insanı ancak iş yapınca tanıyabilir insan. Bunu bir yere bağlamayacağım. Böylece kalsın. … Ortalamanın biraz üzerindeki hizmete şükredecek kadar beklentimiz düşükken, bunu bile...
Teknolojinin bütün nimetlerini kullanmaya çalışsam da gönlüm kalemden ve kağıttan yana. Düşünelim… Yaşamımız ebedi değil. Göçüp gideceğiz. Eskiden göçenler arkalarında fotoğraflar ve notlar, günlükler bırakırlarmış. Biz ne bırakacağız ardımızda? Youtube videosu, Twitter ve Facebook iletisi yahut Instagram paylaşımı mı? Torunlarına TikTok çekimleri bırakacak Berkecan dedelerin devrinde miyiz? Bir arkadaşım vefat ettikten sonra ailesi bütün sosyal...
Kocaeli’de eksikliğini hissederim şöyle ucu bucağı olmayan bir kitabevinin. Özlemini çektiğim mekanlardandır kitapçılar. Bir zamanlar Kocaeli Kitap Kulübü vardı. Kitabın parasını verir, 20 gün içerisinde okuyup geri getirirsek ödediğimiz paranın yüzde 80’ini geri alırdık. Tabi o parayla da hemen yeni bir kitap kiralardık… Ortaokul ve lise yıllarımda bolca kitap okumama vesile olan bir yerdi. Şimdi...
Bir sabah İzmit’ten yola çıkıp da “bakalım yol beni nereye götürecek,” diyerek vardığım ve ilk kez gördüğüm şehirdi Eskişehir. Kısa günün sonunda hatırımda içinden nehir geçen şehir olarak yer eden bir şehir. İlkbahardı. Güneş vardı ama soğuktu. İç anadoluya özgü bir durum olsa gerek. Gölgede üşür, güneşe çıktığında ısınırsın. Temkinli olmak şart. Soğuğa delikanlılık sökmez,...
Yıllar evvel sosyal medyada bir profesöre: “Hocam, ne dersiniz, altına mı yoksa dolara mı yatırım yapalım?” diye sorduklarında cevabı “paranızı kitaba yatırın,” olmuştu. Kitap değerini kaybetmeyen bir yatırım aracı. Kıymeti bilinen bir kitap evdeki yerini nesillerce koruyor. Gerçi ikinci el kitap rafları bunun tam tersini söylüyor. Alınmış, üzerine notlar düşülmüş, saklanmış kitaplar çocuklar yahut torunlar...
George Orwell tarafından kaleme alınan Hayvanlar Çiftliği, Edebiyat tarihinin en ünlü politik hicivlerinden biri. Çiftlik hayvanının, kendilerini sömüren çiftlik sahibi Mr. Jones’a karşı ayaklanıp çiftliğin yönetimini ele geçirmesinin öyküsü.İlk okuduğum George Orwell kitabıydı. Sonrasında kardeşimden ödünç aldığım 1984 [ki halen geri istiyor utanmadan 🙂 ] ve diğer kitaplarıyla devam ediyor okuma listem.CAN YAYINLARI Hayvan Çiftliği...
“Sevgili dost…” diye başlıyor Ali Ural’ın Posta Kutusundaki Mızıka kitabı ve devam ediyor: “Bir zarfı açmak kadar kalbi titreten ne vardır. Zarf mahremiyettir, mahrem olmasa da satırlar. Bir köşeye çekilinir, yalnız okunur mektuplar.” Okumak kadar, yazmak da mahremiyet ister. Hatta öyle ki, zihnimizi işgal eden kişilerden ve olaylardan da müsaade istemek gerekir. Kelimelerin de ödünç...