Sakarya, üniversite yıllarımı geçirdiğim şehir. Kastamonu’da yaşadığım süre zarfında sadece bir iki sefer uğrayabilme fırsatım oldu. O da günübirlik… Kocaeli’ye taşındıktan sonra eşimle beraber bir değişiklik yaparak yanıbaşımızdaki Sakarya’da kamp yapalım, dedik. Gözümüze de hemen Poyrazlar Gölü’nü kestirdik.
Poyrazlar Gölü’ne yanlış hatırlamıyorsam 2008 senesinde, karlı bir günde gitmiştim en son. Mavi ve beyaz bir kartpostal olarak yer etmiş zihnimde…
Eşyaları toplayıp arabaya yerleştirdik ve yola çıktık. Bizim için en fazla bir saatte ulaşılabilecek bir yer Poyrazlar. İlk izlenim: Çok değişmiş…
Hemen gölün kenarına yerleştik.
Yerimizi belirledikten sonra gölün etrafında şöyle bir turladık. Düzenli ama aşırı özenli olmayan, doğal görüntünün bozulmadığı bir işletme haline gelmiş. Günübirlikçiler gelip gidiyorlar… Mangal dumanları gün boyu göğü kaplıyor.
Biz ise geç kahvaltı olarak ateş kutusunda menemen yapmayı tercih ediyoruz. Gölün kenarında menemene ekmek banarken ekmeğimizi ördeklerle paylaşmayı da ihmal etmiyoruz.
Günübirlikçiler hava kararırken alanı terk etmeye başlıyorlar. İşte bu noktada, bütün alan biz kampçılara kalıyor.
Akşam üzeri esen rüzgar insanı hasta etmeye yeter! Buraya neden Poyrazlar Gölü dendiğini anlıyoruz
Çadırı kurduktan ve ateşi yaktıktan sonra geriye gecenin keyfini çıkarmak kalıyor. Ateş yanmaya, ördekler yüzmeye, rüzgar esmeye devam ediyor. Biz ise kendimize ayırdığımız köşemizde köze mısırımızı atıp vaktin kıymetini bilmeye gayret ediyoruz. Yeşili, maviyi, geceyi… İzleyip, dinleyip, şükrediyoruz…
Gece sakin geçiyor. Arabalarıyla etrafta yarış yapan, bağırıp çağıran bir iki istisna hariç. Olsun… Doğal yaşam alanlarında özlerine dönenlere laf edemeyiz.
Sabah güneş doğmadan açıyoruz gözlerimizi. Dışarısı karanlık. Sabah namazı vakti girmiş…
Vakit ilerlerken ben de ufak bir ateş yakıveriyorum. Sabah kahvesi, kahvaltısı ve çayı için. Ve bir sürpriz… Balık tutan biri misafir oluyor. Eşi evde uyanmadan kaçmış, uyanmadan da eve dönmeliymiş. Balık işi değişik bir hastalık, anlıyorum
Gün öğlen olup da günübirlikçiler gelmeden tası tabağı toplayıp eve dönüyoruz.
Poyrazlar, güvenli kamp yapabilmek adına güzel bir yer. İlk kamp denemelerini yapacak olan kişiler eksiklerini görebilirler.
Son yıllarda gerek otellerin fahiş fiyatları, kısıtlamaları ve insanların hayatlarını yıl boyunca dört duvar arasına sığdırıyor olmalarının verdiği “kaçma” ihtiyacı, “doğaya dönme” seçeneğini şehri köye tercih edenlerin gündemine getirdi.
Büyüklerimizin köy hayatının bir rutini olarak yaptıkları işleri bizler etkinlik olarak planlıyor ve dünümüzle yeniden tanışma fırsatı yakalıyoruz.
Toprakla yeniden buluşma fırsatı yakalıyoruz.