Kurşun kalem neden hâlâ var, sorusu ENG Kalem siparişime iliştirilen bir Blackwing kurşun kalem vesilesiyle aklıma takıldı. Blog, vlog ve daha nice internet mecralarında şöyle bir cevelan ettiğimde bu hususun blog yazısına evrilmesi gerektiği kanaatine vardım. O kadar çok izledim ki sahnede, sonunda ben de Sunay Akın’a dönüştüm.

Elime Blackwing kalemi alınca insanlara dönüp konuşmaya başladığımı hissediyorum: Durun durun, bakın şimdi size ne anlatacağım. Elbette Sunay Akın olsaydı ilk kurşun kalemin Nazım Hikmet’in büyük büyük dedesinin eline nasıl geçtiğiyle alâkalı bir kapanış yapardı.

Hadi başlayalım…

Yazının tarihi kadar kadim bir sorudur: İnsan neyle yazdı? Parmakla toprağa çizilen ilk işaretlerden, mürekkeple bezeli tüy kalemlere; oradan dolma kalemlere, tükenmezlere ve nihayet kurşun kaleme… Ancak tüm bu yazı araçlarının içinde bir arkadaşımız var ki sadeliğiyle, işlevselliğiyle ve dönüşen kimliğiyle çağlara direnmeyi başarmıştır: Kurşun kalem.

Kurşun kalemin tarihini anlamak için 16. yüzyıla, İngiltere’nin Borrowdale bölgesine gitmek gerekiyor. Falanca tarihte yoğun bir grafit yatağı keşfediliyor bu bölgede. O dönemde grafitin kimyasal yapısı bilinmediğinden, bu madde “plumbago” (Latince “kurşun benzeri”) olarak adlandırılıyor. Rastladığım bir yabancı kaynaktan edindiğim bu bilgi “iyi de aga içinde kurşun yokken neden grafit değil de kurşun kalem demişler?” sorusunu açıklıkla cevaplıyor.

Erken dönem kalemler, grafit çubukların ip veya deriye sarılmasıyla kullanılmışlar. Ancak sürdürülebilir olmadığı için ahşap gövdeye doğru yol alınmış.

Ahşap Gövdeyle Tanışma: İtalya’dan Bir Zanaat Mucizesi

İtalyanlar grafit çubuğu iki ahşap levha arasına yerleştirerek bugünkü modern kalemin prototipini geliştirmişler. Bu sistem zamanla gelişiyor ve grafit çubuğun ahşap bir silindirin içine yerleştirilmesi yaygınlaşıyor. En çok kullanılan ağaç türü ise sedir oluyor. Ceviz, abanoz ve limon ağacı da zamanla bu üretimde rol almış. Bugüne kadar merak etmediğim bir bilgiyle beni aydınlatan blogger arkadaşa teşekkür etmeden, geçmeyeyim.

  1. yüzyılda ise Fransa’da grafit kil ile karıştırıp fırınlayarak hem dayanıklılığı artırılıyor hem de farklı sertlik derecelerine sahip kalem uçlarının önü açılıyor. İşte bugünkü HB, B, 2B, H gibi derecelendirme sistemi buradan doğdu.
  1. yüzyılın ortalarına gelindiğinde sanayi devrimi, kurşun kalemleri elit yazı araçlarından çıkarıp gündelik hayata soktu. Almanya’da Faber-Castell, İngiltere’de Derwent, ABD’de Dixon Ticonderoga ve Eberhard Faber gibi markalar doğdu. Kalem artık sadece yazı değil; eğitim, planlama, mühendislik ve sanat için vazgeçilmez oluyor.

Aynı dönemlerde kalemler silgilerle birleşmeye başlıyor. Hymen Lipman tarafından geliştirilen ve sonuna silgi entegre edilmiş kalem tasarımı patent alıyor.

Kurşun Kalemin Altın Çağı

  1. yüzyılın başlarında kurşun kalem, bir işlev nesnesi olmaktan çıkarak bir sembol, bir aidiyet ifadesi hâline geliyor.
  • Blackwing 602: “Half the pressure, twice the speed” sloganıyla yaratıcı yazarlara hitap etti.
  • Tombow Mono 100: Japon işçiliğiyle yüksek yoğunluklu çizim kalemleri sundu.
  • Mitsubishi Hi-Uni: Grafit ve kil oranında mükemmelliği yakalayan mühendislik ürünü oldu.

Kalemler artık yalnızca yazmaya değil, kimlik bildirimine de hizmet ediyordu. Ahşap rengi, uç sertliği, silgi tipi gibi ayrıntılar bile kullanıcı profiliyle örtüşmeye başladı.

Modern Kurşun Kalemler: Estetik, Sürdürülebilirlik ve Koleksiyonculuk

Bugün kurşun kalemler üç ana çizgide ilerliyor:

  1. Gündelik Kullanım Kalemleri: HB uçlu, silgili, genellikle okul ve ofis için üretilen uygun fiyatlı ürünler.
  2. Sanatçı Kalemleri: Farklı uç sertliklerinde, keskin çizim yapmaya uygun, sıkı toleransla üretilmiş modeller.
  3. Premium Koleksiyon Kalemleri: Blackwing Volumes, Caran d’Ache 849 Wood serisi gibi estetik ve kültürel kimlik taşıyan özel tasarımlar.

Sürdürülebilirlik de bu çağın önemli bir parçası. FSC sertifikalı ahşap kullanımı, doğal vernikler ve değiştirilebilir silgi sistemleri gibi özelliklerle modern kurşun kalemler çevreci bilinçle tasarlanıyor.

Kurşun Kalem Neden Hâlâ Var?

Dijitalleşen dünyada hâlâ kurşun kalemle yazmak isteyen milyonlarca insan var. Bunun birkaç nedeni:

  • Dijitalden uzaklaşma arzusu: Kalem, düşünceyi doğrudan taşıyan fiziksel bir araçtır. Dikkati toplar.
  • Yanlış yapabilme lüksü: Kurşun kalem silinebilir; hata yapmaya izin verir.
  • Yavaşlatan bir ritüel: Yazarken düşünmeye, düşünürken sadeleşmeye imkân tanır.
  • Estetik bir tercih: Ahşap gövde, kokusu, ses çıkarmayan yazımı… Tüm duyulara hitap eder.

Ucundaki Gölgede Tarih Var

Kurşun kalem basit görünse de, ardında dev bir tarihin, kimya biliminin, tasarımın ve kültürün izlerini taşır. Bugün elimize aldığımız o sade ahşap çubuk, aslında zamanın bir parçasını tutmamıza aracılık eder. Üstelik kalemler, sadece yazmaz; hatırlar, saklar, aktarır.

Eğer bir gün raflarda bir Blackwing, bir Staedtler Mars Lumograph ya da bir Mitsubishi Hi-Uni görürseniz; sadece fiyatına, sertliğine bakmayın. Bir dönemin mühendisliğine, estetiğine ve kültürüne bakıyor olacaksınız.

Çünkü kurşun kalemin tarihi, -bilhassa dolma kalem gibi- insanlığın kendini ifade etme tarihidir.



Kalem Beyefendisi

Leave a Reply