Küre’nin Mavi Kulesi

Ne vakittir Kastamonu hakkında yazmadığımı farkettim. Halbuki meslek hayatımın ilk ve en güzel yıllarını Kastamonu, Küre’de yaşadım. Elbette insan kaynaklı sorunlar oldu. Fakat günün sonunda her iş yoluna koyuldu. Kırgınlıklar bir demli çayla tamir olundu. Bilindik ifade değil midir; barışmayı bilmeyen kavga etmesin!

Küre, Kastamonu’dan İnebolu’ya giden yolun üzerinde, küçük esnafları, büyük Eti Bakır’ı ve bir ayağı İstanbul yahut Ankara’da olan insanlarıyla mis gibi memleket. Yazın yemyeşil, kışın bembeyaz. Küre’nin tarihteki bilinen adı “Küre-i Nühâs,” yani “Bakır Ocağı.”

Küre tabelası, Kastamonu-İnebolu güzergahında sürerken aracınızı, dibine aracınızı çektiğinizde bütün ilçeyi görebileceğiniz bir yerde. İstisnasız, her geçişimde durup şöyle bir seyretmişimdir ilçeyi.

O bakışta gözünüze ilk olarak mavi bir kule çarpar. Yüksekçe, masmavi, şehrin simgesi olabilecek, hiç olmazsa yol tariflerinde kullanılmaya müsait bir kule. Başta ne olduğunu anlamak mümkün değil ama ilçede kime sorsanız anlatıyor. Ben yerinde gördüm.

MAVİ KULEYE ÇIKIŞ

Çalıştığım Küre Çok Programlı Anadolu Lisesi’ndeki stajyer öğrencileri denetlediğim bir gün yetkili abilere, hadi, dedim, çıkalım. Gerekli iş güvenliği tedbirlerini alarak daracık merdivenlerden döne dolaşa çıktık en üste. Mavi kulenin yerden yüksekliği 65 metre. Kulenin üstünden Küre’yi bir bütün olarak seyredebilmek mümkün.

Şöyle bir seyredip Kastamonu’nun Küre-i Nühas’ını, kulenin hikayesini dinledik şeften. Kulenin tasarlanması, çizilmesi Çinli bir firma tarafından gerçekleştirilmiş. İmalatı ise Kocaeli’den bir şirket üstlenmiş. Firma ismini anımsayamadım.

Yerin üstünde 65 metre var dedim ama yerin altı 960 metreye kadar uzanıyor. “Sen onun öyle göründüğüne bakma, bir o kadar da yerin altında var,” dedikleri mevzu.

Kamera odasında 960 metre aşağısına kadar gördük. Öyle ki, yıllardır Küre’de yaşayıp da hiç yolu düşmeyen öğretmenler var. Hep uzaktan bakılan, orada mavi kule var uzakta, denilen bir yer olmuş.

Bakır madenini yerin üstüne çıkaran ve madenin kamyonlara yüklenmesini sağlayan bir makine esasında bu kule. Daha detaylı teknik bilgi vermek isterdim elbette ama dinlediklerimden çok seyrettiklerim aklımda kaldı desem, yeridir. Bir çay, kahve alıp yanıma uzun uzun oturup, İstanbul’un fethinde bile kullanılan bakırın çıkarıldığı, işlenildiği, kullanıldığı, fakat son yıllarda hep nüfus kaybeden, gidenin geri gelmediği Küre-i Nühas’ı seyretmek isterdim.

Kastamonu’ya, Küre’ye veda edeli neredeyse iki sene oldu. Şimdi Küre benim anılar defterimde bir gül yaprağı. Öyle güzel.

Üstteki fotoğraf da “bonus” olsun. Kar yağdığında göz gözü görmez olurdu. Haliyle fotoğrafta Küre’nin mavi kulesini görebilene aşkolsun!

Related Posts

Leave a Reply

My New Stories