Bir mürekkebi, şişe bitene kadar aynı kalemde kullanmayı sevmem. Değişik uç kalınlıklarına sahip başka başka kalemlerle deneyimlemek isterim. İşin sonunda ise mürekkep, elimdeki kalemlerden kendisine uygun olanını bulur ve yazı diliyle “beni bu kalemle bitir,” der. Anlarım. Visconti, Van Gogh kalemimde uzun süredir aynı mürekkebi kullanıyordum. 15ml şişelerde Iroshizuku mürekkep seti geldiğinde, hadi, dedim, Visconti’ye...
Dolma kalem kullananlar için en büyük derttir mürekkebin rengini gösteren, kırçıllanma, gölgelenme ve kanama yapmayan kâğıdı/defteri bulabilmek. Hele ki cep yakmayanını… Bildiğim, sürekli kullandığım markaların dışına korkarak çıkarım. Deneme imkanım yoksa, yâ nasip, der, alırım ama ürün gelene kadar “du’bakali n’olacak” der dururum. Defter önemli bir yazı aracı. Alırken deneme imkânımız da pek mümkün olmuyor....
Yalnızlığın kadarsınYalnızlığın mis kokmalıYalnızlık dediğin büyük bir zindanDünyanın en kalabalık zindanıDinden imandan çıkarırAma öyle bir adam eder ki insanı Bedri Rahmi Eyüboğlu
Japon markası Platinum 3776 dolma kalem adını Fuji Dağı’nın 3776 metre yüksekliğinden alan, kaliteli bir arkadaş. Benim de ilk çevirmeli/dişli kapaklı kalemimdir. Kapaktaki dişler ve kavrama bölümü sıkı. İyi işçilik kendisini belli ediyor. İyi düşünülmüş iç yapısı, renklerinin güzelliği kadar cezbediyor insanı. Meselâ dış kapağın içerisindeki bir muhafaza alanının mürekkebin uzun süre kurumamasını sağlıyor olması...
Dolma kalem kullanan arkadaşlar gölgelenme, kanama, kırçıllanma yapmayacak bir defteri bulamamaktan ötürü çokça yakınırlar. İsterler ki kâğıt en kalın uçla yazılan en ıslak mürekkebi tutsun, hapsetsin. Ne damar damar etrafa dağıtsın ne de kağıdın arkasına geçirsin… Ben de aynı dertten muzdarip olarak epeyce bir vakit “doğru defteri” aradım, durdum. Sonunda birkaç defterde, kağıtta karar kıldım....
İnternet için yazdığım yazıları, aldığım notları çoğunlukla Google Dökümanlar üzerinde derleyip, son haline getiriyorum. Farklı araçlardan erişim sağlanabiliyor olması, Google Dökümanlar’ı cazip kılıyor benim için. Google Dökümanlar’ı yahut diğer kelime işlemci araçlarını kullanmadan, kâğıt üzerinde, kâğıda temas ederek aldığım notlar, son hâline getirdiğim yazılar var. Bir istisnâ olarak kâğıda, kaleme ve mürekkebe davranarak yazdığım yazılar,...
Uzun zaman olmuştu yeni bir mürekkep almayalı. Şöyle bir bakıyordum ara sıra ama bu fiyatlara alınmaz, diyor, geçiyordum. Cidden bu fiyatlar insanın elindeki ufak tefek keyiflerin bile tadını kaçırıyor. Yazmak keyiftir. Keyifli bir zorunluluk belki. Yazmak kadar seçmek de keyiflidir. Denklem çözümü adeta… Mürekkebin kalemi tutan elin sahibinin rengine uyum sağlaması gerekir evvela. Ruh haline...
Montblanc Royal Blue, içinde azıcık mor olan bir mavi. Bunu makro lens ile harflerin üzerinde gezerken gözlemlemek hoşuma gidiyor. Royal Blue Montblanc’in standart mavi rengi. Islak ama zor kurumayan bir mürekkep. Tok bir renk. Doygun. Mürekkep incelemesi yapan yabancı internet sitelerinde kağıtlara saçmışlar mürekkebi. Bizde Montblanc mürekkeplerin fiyatları altınla yarıştığı için böyle bir şov yapamam,...
Satın aldığım J.Herbin “dip pen” ile alakalı yazmıştım ancak kalemin yanında gelen mürekkepleri deneme fırsatım ancak oldu. Evvelâ şunu itiraf edeyim: Bu adamlar mürekkep işinden anlıyorlar! O nasıl mavi? O nasıl kırmızı? Gri de fevkalâde… Hiç sözü uzatmayıp fotoğrafları paylaşayım. J.Herbin’in elime aldığım gri mürekkebinde o kadar uygun bir renk yakalanmış ki her daim kullanılabilecek...
Kalem feryâd idüp ağlar mürekkepBeni nâdân eline virme yâ Rab İlk baskılarına sahip olduğum Harry Potter kitaplarından aklımda kalan sahnede Harry Potter, asâsını seçmek için dükkana girer ve dükkan sahibi ona birkaç asa verir. Görürüz ki o asâyı değil de asâ Harry Potter’ı seçer. Kalem bahsinde de benzer bir durum söz konusudur. Her kalem her ele...