Bana 4 cumartesiye ve 1000₺’den fazlaya mâl olan kursu Udemy’den 34₺’ye aldım ve 2 gün içerisinde de kursu tamamlayıp konuya hakim oldum.

Bizim elektronik/bilişim alanları kendimizi durmadan geliştirmemizi gerektiriyor. Bir tercih değil, gereklilik.

Üniversitede bir dersi AA ile geçseniz dahi o dersin konusuna hakim olabilmek için tekrar tekrar çaba sarfetmek zorunda kalabiliyorsunuz.

Uzmanlaşmak istediğiniz alanın yanısıra çalışacağınız yere göre farklı alanlarda da bilgi sahibi olmanız beklenir. Bu beklentiyi karşılamak için seminerleri, örgün veya uzaktan eğitimleri takip etmeniz gerekir.

Biz öğretmenlerde de bu geçerli. Bilişim derslerini öğrencilik yıllarımda görmeye başladığımda paint gösteriyordu öğretmenlerimiz. Hatta kısa süre de olsa öncesi var… Ms DOS gördüm. Derse disketsiz gitmek yasaktı! Windows yüklü bilgisayarlar geldikçe office programlarını öğrettiler. Zaman ilerledi, bugün ise Anadolu Lisesi’nde öğretmen olarak çalışıyorum.  Öğrencilerime ben ders görürken geçerli olan bilgileri öğretmeye çalışsam gençlere yazık olur. Ben de meslek bilgime yakışmayan bir iş yapmış olurum.

Meslek lisesinde çalışırken öğrettiğim bilgiler bu işi meslek olarak seçecek arkadaşlara göreydi. Anadolu lisesinde ise bilişim dersleri -maalesef!- seçmeli bir ders ve bu dersi öğrenciler haftada iki saat vakit geçireceği bir etkinlik/hobi saati olarak görüyor.

Haliyle biz öğretmenlere de yeni bir vazife düşüyor. Öğrenciye kodlamanın önemli bir beceri olarak hanesine yazılacağını, güncel uygulamalarla göstermek… Bu dokuzuncu sınıfta Pyhton, onuncu sınıfta Arduino ile oluyor daha çok.

Kodlamaya ilgi duyan öğrenciler çıkıyor sınıflardan. Onlarla da özel olarak konuşuyoruz ne yapılabileceğini. Özellikle yaz aylarında, sınav streslerini attıktan sonra ilgi alanı olarak yönelmek isteyen öğrencilere kurs araştırması yapıyoruz beraberce.

Bu noktada önümüze seçenekler çıkıyor. Yüz yüze eğitim veren, belli bir saat aralığında takip etmeniz gereken, ücreti yüksek, çoğu zaman da beklentiyi karşılamaktan uzak kurslar birinci seçenek. Fakat dedim ya, çoğu zaman beklentiyi karşılamaktan uzaklar. Hele ki İstanbul, Ankara ve bir iki tane daha şehrin haricinde olanlar.

İkinci tercihimiz ise internet üzerinden yapılan kurslar oluyor. Ne ararsanız var! Ve eğitimlerin kalitesi de çok çok iyi. Hatta yetersiz bulduğunuz kursları iade edip paranızı geri alabiliyorsunuz. 

Öyle büyük paralardan da bahsetmiyoruz. Mesela benim de sıkça kullandığım Udemy’de sizi bir alanda uzmanlaştıracak bir kursu 25-50₺ arasında satın alabiliyorsunuz.

Anım var bu konuda. Bir konuda kendimi geliştirebilmem için kurs almam gerekti aylar evvel. Kartepe ilçesinde otururken dört hafta sonu boyunca Gebze’ye gitmek zorunda kaldım. 700₺ kurs parası ve yol masraflarını da sayarsak 1000₺’nin üzerinde para gitti kursa. Kurs da anlatıldığı gibi çıkmadı. Oldukça yetersizdi açıkçası. Açtım Udemy’yi, konuyu arattım ve çıkan kurslardan en çok tercih edilene kaydoldum. Söyleyeyim; bana 4 cumartesiye ve 1000₺’den fazlaya mâl olan kursu 34₺’ye aldım ve 2 gün içerisinde konuya hakim oldum.

Hele ki temel bilginizin olduğu bir alanda kendinizi geliştirmek istiyorsanız internet kursları biçilmiş kaftan. Ve bir de o alanda bir proje çalışması yapmak. 

Öğrencilerim kendilerini okul haricinde geliştirmek isterlerse onlara bu seçenekleri gösteriyorum ama oltaya gelmemeleri için de uyarıyorum. 

Gideceği kursta eğiticinin dersleri youtube’dan indirdiği videolarla işlemesi büyük moral bozukluğu yaşatır… Dikkat etmekte fayda var. 

……..

Bir sonraki yazıda Udemy üzerinden hangi kursları takip ettiğimi yazacağım.