Arabamı Anadolu yakasında park edip karşıya çoğunlukla vapurla, zaman zaman da Marmaray’la geçmeyi adet edindim. Eğer bir yere yetişme derdim yoksa, yürümeyi, durup dinlemeyi, bütün o koşuşturmaları seyretmeyi seviyorum. Ancak durursam görebiliyorum etrafımda dönen yaşamları.

     Bu sefer Marmaray ile geçiyorum Boğaz’ı. Cağaloğlu’ndan çıkıyorum. Sene 2016, 15 Temmuz. Evet evet, darbe girişiminin günü. Akşam neler olacağından habersiz caddeler dolusu insan kalabalığı…

     Yürüyor, durup soluklanıyor, gideceğim yere varmak için yeniden yola koyuluyorum. Yeni Zaman Kırtasiye’nin önünde durduğumda ise içeride tanıdık bir yüz arıyorum. Daha evvel alışveriş etmiş, ilk dolma kalemimi oradan almıştım. Şöyle bir bakınıp içeri giriyorum.

     Günlerce araştırıp gözüme kestirdiğim kalem: Visconti’nin Van Gogh serisi dolma kalemi. Sağ olsunlar ellerindeki ürünleri önüme serdiler. Tercihim Van Gogh – Irises’ten yana oluyor.

     Gövdesi doğal reçine, metal parçaları ise pirinçten yapılmış ve paladyum kaplanmış. Ucu paslanmaz çelik. Reçine gövdede ise 18 yüzlü bir tasarım kullanılmış. Fakat beni en çok etkileyen ne derseniz, elime aldığımda kendisini hissettiren ağırlığı, derim. Kalemi elime aldığımda bütün teknik bilgiler ikinci planda kaldı. Çoğu kişinin aksine ağır kalemleri oldum olası sever ve tercih ederim.

     Van Gogh serisi dolma kalemlerin kendilerini özel kılan bir tarafı daha var. Reçinedeki renkler her kalemde farklı şekilde birleşerek adeta kendi hikayelerini oluşturuyorlar.

     Kalemi çantama atıp çıkıyorum. Sonrası biraz çay, biraz kahve… İzmit’e döndüğümde ise eve girmemle köprüdeki tank haberlerini görmem bir oluyor. Sonrası malum…

     Visconti Van Gogh – Irises, halen en sık kullandığım dolma kalemim. M ucu da kağıtta kendini belli ediyor. Avrupa kalemlerde genelde F uç tercih ediyorum ama bu İtalyan’ın M ucundan da memnunum.

     Şimdilerde epeyce pahalı yazı araçlarına dönüştü dolma kalemler. Döviz kurlarının yukarı yönlü hareketi dolma kalem severleri de üzdü. Şimdilik bir süre daha elimizdekilerin kıymetini bilmekle yetineceğiz, öyle gözüküyor.

Previous PostNext Post

Related Posts

1 Response

Leave a Reply