Haftasonu gezilerimizden birini de Samsun, Vezirköprü’deki Şahinkaya Kanyonu’na ayırdık. Kastamonu’dan üç araçla yola çıktık. Hedefimizde önce Şahinkaya Kanyonu’nu, sonrasında ise Samsun tarafındaki yerleri gezmek vardı. Vezirköprü, Samsun’un bir ilçesi olmaktan daha çok, her an il olabilecekmiş gibi… Hem Samsun’a uzak hem de kendi kendine yeten bir yer. Kastamonu’da Doğanyurt ve Cide’ye hiç gitmeyen Kastamonulular olduğu gibi Samsun’da da Vezirköprü’yü görmeyen Samsunlular olabilir. Normaldir. Yadırgamam.
Kastamonu’dan Vezirköprü’ye gitmek kolay. Üç araç, art arda dizilip ilçeye vardık. Vezirköprü girişinde bizleri bir rehber karşıladı. Vezirköprü’de Edebiyat öğretmenliği yapıyormuş. Aynı zamanda da tur rehberliği. Bizleri uzunca bir yola sokuyor. Köyleri geçiyoruz. Türkiye’nin en yüksek nüfuslu köyü Vezirköprü’deymiş. Tarımsal hayatı devam ettiriyor, dışarıya göç vermeyi sevmiyorlarmış. İnşaat işleriyle uğraşanlar mevsimlik olarak başka bir şehre gidiyor, işten arta kalan zamanlarda köylerine dönüyorlarmış. Köyler açısından umut verici. Tebrik ettim!
Derken, yılankavi yollardan geçerek kanyona vardık. Allah’ım… Tarif edilemez bir güzellikle karşılaştık!
(Bu iki fotoğraf SAMSUN Belediyesi internet sitesinden alıntıdır.)
Bizler bu güzelliği seyre dalmışken kanyon hakkında bilgiler vermeye başladı rehber.
Vezirköprü, Şahinkaya Kanyonu, Kızılırmak üzerindeki en dar, en uzun geçitmiş. Dağ oluşumu (Orojenez) ve akarsu aşındırması sonucu oluşmuş ve 2,5 km. uzunluğundaymış. Altınkaya Baraj Gölü’nde bulunan kanyon, bir süredir turistlerin ilgi odağı olmuş. Bizler de o turistlerden olduk.
Anlattı, dinledik. Ve hayran kaldık. Göğe varan kayalar, derin mi derin sular. En derin yeri, İstanbul Boğazı kadar derinmiş. Şaştık, kaldık.
Yukarılara doğru yürüyüş yaparak kanyonu tepeden görmek için 40-50 dakika yürümek gerekiyormuş. Kalabalık olduğumuz ve çocuklu aileler olduğu için yürümeyi tercih etmedik. Samsun bizim (hanımdan dolayı) yarı memleket olduğu için, bilahare ziyaret ederiz, dedik. Bir tekne kiralayıp maviliklere doğru attık kendimizi.
Kanyona vardığımızda, durduğumuz yerin karşısında köyler olduğunu gördük. Barajdan sonra oraya ulaşım dağlar üzerinden ya da araç taşıyan teknelerle (bir aracın sığdığı, düz bir tekne. Ki adı tekne değildir muhakkak. Aydınlatın lütfen beni.) sağlanıyormuş.
Belki bir saat kadar suyun üzerinde kaldık. Yedik, içtik, eğlendik. Ama en çok da seyrettik, güzellikleri. Yanıbaşımızda ne güzellikler varmış meğer, keşfetmemizi bekleyen.
Böyle güzellikleri gördükçe, evde miskinlikle geçirdiğim hafta sonlarım için pişmanlık duyuyorum.
Kanyonda kalabalık gruplar bir tekne kiralayabilirler. 2019 yazında 250₺ gibi bir fiyatı vardı zannedersem. Ya da bireysel gezilerde teknenin dolmasını bekleyebilirler önceden rezervasyon yaptırarak.
Doğu Karadeniz gezilerine muhakkak eklenmesi gereken bir konum, Şahinkaya Kanyonu. Kamp yapmak isteyen arkadaşlar da oralarda elbet bir kuytu köşe bulurlar misafir olmalık. En kötü karşıdaki köye sığınırlar.