Twitter haricindeki sosyal medya hesaplarımı gizli tutuyorum. Elini sıkmadığım, oturup bir bardak çay, kahve içmediğim insanın takip istediğini de genelde geri çeviriyorum. Bilhassa Instagram hesabım bana özel.
İlk zamanlarda öyle değildi elbet…
En başından beri kullandığım Instagram’da nice güzel işlere imza attığımız arkadaş grupları kurduk. Gezi grupları, okuma grupları, yürüyüş grupları… Aynı etiketin aldında buluşarak değer katan etkinliklere imza attık. Birbirimizi hem okumaya hem de konuşmaya teşvik ettik. Sakarya’da ve Kocaeli’de buluşup kitaplar üzerine konuştuğumuz, yürüyüşe çıktığımız arkadaşlarımız oldu. Bu hareketlilik takipçi de kazandırdı. 2014 senesinde takipçi sayım 10bini geçmişti.
Sonra sosyal medyada umuma açık yaşama düşüncesinden uzaklaştım. Adım ve soyadımla kaydolduğum instagram’ı arkadaşlardan müsade isteyip hesabımı gizleyerek kullanmaya devam ettim.
Sonra bir akşam “elini sıkmadığım adam beni takip etmesin,” diyerek kim varsa yüz yüze gelmediğim, hepsini sildim.
Vakit geçti…
Beraber kitap, kahve, doğa konuları üzerinde paylaşım yaptığımız arkadaşlar işin sonunda “fenomen” ve “içerik üreticisi;” hadi çekinmeden söyleyelim “influencer” oldular. Ben ise eş, dost, akraba ile yetindim.
İçerik üreticisi olan arkadaşlar ürün tanıtma işlerine giriştiler. Onlar reklam ajanslarıyla anlaştılar ve yollarına devam ediyorlar. Allah daha çok versin (:
Fakat birkaç arkadaş var ki…
Suya sabuna dokunmadan, içeriğine birazcık dokunup geçtikleri kitap yorumları yapmaya başladılar. Güzel fotoğraflar çektiler. Esasında bilindik kareler… Ahşap masada kahve fincanı, arkada kitaplık. Masanın bir köşesinde not defteri ve kalem. Okuma koltuğu muhakkak odada gözükecek… Ahşap masanın üzerine bir de kitap koydun mu, tamamdır…
Yıllar sonra o arkadaşlardan biriyle yollarımız kesiştiğinde yeni bir kitaplık hediye edildiğinden ve onun kurulumunun yapıldığından bahsetmişti.
Kitaplık, masa, koltuk… Hiçbirinde gözüm yok ama kitapların çoğuna para vermediğini, birçok yayınevinin kitapları bilaücret adresine gönderdiğini söylediğinde içim gitti.
Hiçbiri değil ama kitapları ücretsiz ediniyor olması bana bir “aaaah, ah” dedirtti.
…
Lâkin sosyal medyacılık oynayacak ne vaktim kaldı ne enerjim. Ben maaşımdan kitaplara pay ayırmaya devam edeyim.