Biz öğretmenler bazı zamanlar mecburi, zaman zaman ise gönüllü olarak, emekli olana kadar epeyce yer değiştiririz. Bu yer değiştirme ekseriyetle doğudan batıya doğru gerçekleşir.
Görev yaptığımız şehirlerde, köylerde, okullarda insan ve anı biriktiririz. Yıllar sonra anımsayacağımız dostları, anıları heybemize atarız.
Çalıştığımız yerlere dair anı biriktirmek kadar kendimizden izler bırakmak da “üzerimize vazifedir.”
İşimizi yapıyor olmanın dışında “giriştiğimiz” her iş, bizden bir iz olarak kalır.
Projelerden bahsedebiliriz meselâ. Bir Erasmus+ öğrenci yahut öğretmen hareketliliği bırakın okulu, il genelinde isminizi duyurur. İmrenilen bir okul olabilirsiniz. Fakat proje sonlanınca ve o projede yer alan son kişi de okuldan ayrıldığında proje unutulur, gider.
Projeler canımız, ciğerimizdir, fakat benim bahsettiğim başka bir izdir…
Hadi uzatmayayım…
Basılı yayınlar, yıllar yılı kalır okulda. Hele bir de kütüphanesi varsa okulun, elden ele dolaşır bastığınız yayın.
Okul dergisi, gazetesi… Yâhut kitap!
…
Kartepe’nin eşsiz güzellikteki, kirazıyla meşhur Avluburun Mahallesinin ana sınıfı, ilk ve ortaokulunda görevli öğretmenleri, okul müdürü Mesut KAÇA koordinatörlüğünde “kalıcı iz bırakmak adına” harekete geçiyor ve bir kitap basıyorlar.
Kitabı aldığım gibi okudum. Bir içim su… Her öğretmen kendince, kendini yazmış.
Daha çok mesleğe başlanılan yılların hatıraları satır aralarında yer bulmuş.
Bizde ilk görev yerleri önemlidir. Zorlanırız, yıpranırız ancak pişeriz. Çok sevdiğimizi ancak daha merkezi bir okula tayin olduğumuzda fark ederiz. Bir daha yolumuzun düşmeyeceği köyleri, okulları özlemekle geçer meslek hayatımızın geriye kalanı.
“Rengarenk Yankılar” kitabında da öğretmenlerimizin ilk görev yerlerinden izleri bulmak kitapla bağımı güçlendirdi.
Mesut KAÇA müdürüme ve öğretmen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
“Rengarenk Yankılar” Avluburun’da yıllarca öğrencilerimizin ellerinde dolaşacaktır.
Şimdi bu kitap, anıların konduğu bir dal.
Avluburun İlk/Ortaokulu öğretmenleri olarak ortak bir ürün ortaya çıkararak güçlü birlikteliğimizi ortaya koyduk. Aynı zamanda kaleminizden dökülen cümleler gibi ‘iz bırakma’nın duygusallığını yaşadık. En başta umutsuzluğa kapılan arkadaşlarımız oldu, sonuna kadar direnenler oldu, yapamam deyip en uzun öyküyü yazan, yapalım çok güzel bir etkinlik deyip umutsuzluğa yenilenler oldu. Ama ekip olarak yorulduk, sizlerin beğenisine sunduk. Umarım güzel bir çalışma olarak kalır dillerde… Okunduktan sonra tatlı bir esinti bırakır dimağlarınızda… İyi okumalar
Çalışmalarınızın takipçisiyim hocam. Aynı okulda çalışabilmek ümidiyle 🙂