Ev ararken emlakçılardan olabildiğince uzak durmaya çalıştım. Mümkün mertebe “sahibinden” olmasına dikkat ettim bakacağım evlerin. Fakat yolum elbette emlak danışmanlarıyla kesişti. Küçük bir ofiste daha ne istediğimi bile sormadan “elimde tam senlik bir daire var” diyerek konuşmaya başlayan, tabir yerindeyse “keloğlanı prenses yapmaya” çalışan abilerimizi hayretle izledim. Hadi, dedim, göster bakalım daireyi! Öyle bir övdü...
Çocukluğumdan hatırlıyorum, sabah namazının peşinden Tosya’ya doğru yola çıkışımızı. Belki iki – üç ayda bir… Yola çıkıyor, Bolu Dağı’nda kahvaltıya oturuyor, öğlen vaktinde de Tosya’da Muhtarın Yeri’nde kuyu kebabına yetişiyorduk. Beni ilgilendiren kısmı bu kadardı. Babam içinse Tosya, esnaf arkadaşlarını ziyaret etmek, yeni model kapıları beğenmek, kontraplak ve başka başka ürünleri seçip sipariş vermekti. Tabi...