Günlük yaşamımızda; ister şehirde olalım ister doğada, her an bir kazanın mağduru ya da şahidi olabiliriz. Kaza durumları kimi zaman dikkatsizliğimizden, kimi zaman önemsemememizden, zaman zaman da bizimle alakalı olmayan durumlardan dolayı ortaya çıkabilir. İş güvenliği alanında çalışan arkadaşların üzerinde çok durdukları mevzulardır, risk, tehlike, kaza üçlüsü. Gözlemleyebildiğimiz, öngörebildiğimiz ölçüde bizi kazaya sürükleyecek durumlara karşı...
Nereye gidersem gideyim çayın, kahvenin ihtiyacını duyuyorum. Evde, iş yerinde ya da doğada… Köydeyken kendimi yaylalara vurduğumda, şehir içerisindeki kaçışlarımda ya da çalışma aralarımda… Muhakkak ya termosa dolduruyor ya da ekipmanlarımı yanıma alarak çayımı, kahvemi demliyorum. Elbette ki en keyiflileri, sırtımı bir ayaca yaslayıp demlediklerim oluyor. Çay, memleketimizde kahve kadar eski olmamasına rağmen bütün içeceklerin tahtını...
Kamp tecrübelerim tüm hızıyla sürüyor. Şimdilik yakın yerleri tercih ediyorum. Şükür ki Kocaeli ilçeleri kamp için oldukça elverişli. Kartepe, Kandıra, Başiskele… Özellikle bu üç ilçe deniz ve dağ kampları açısından oldukça keyifli ve öğretici. Başiskele’ye doğru yola çıkıyoruz…Kamp alanına varmadan önce Yuvacık Barajı’nı en tepeden görebileceğimiz bir kafeye çıktık. Çamlıtepe Kafe. Sağ olsunlar, kamp için...
Sakarya, üniversite yıllarımı geçirdiğim şehir. Kastamonu’da yaşadığım süre zarfında sadece bir iki sefer uğrayabilme fırsatım oldu. O da günübirlik… Kocaeli’ye taşındıktan sonra eşimle beraber bir değişiklik yaparak yanıbaşımızdaki Sakarya’da kamp yapalım, dedik. Gözümüze de hemen Poyrazlar Gölü’nü kestirdik. Poyrazlar Gölü’ne yanlış hatırlamıyorsam 2008 senesinde, karlı bir günde gitmiştim en son. Mavi ve beyaz bir kartpostal...