İnternet Vatandaşlığı 101

Karşımdaki insana öğüt vermeye ne yaşım ne de hayat tecrübem müsaade eder. Fakat derslerine girdiğim öğrencilerime söyleyebilecek üç beş cümlemin, alanımdan uzaklaşmadan, dersimin içeriğiyle alakalı verecek tavsiyelerimin olduğuna inanırım.

Ben bilgisayar sistemleri öğretmeniyim. Derslerimiz mobil uygulamalardan tutun, Arduino devrelere, internet yahut masaüstü yazılımlara kadar geniş bir alanda lise düzeyinde işler üretmekle geçiyor. Sonrası öğrencinin merak ve istidadına kalmış.

Bu süreçte kendime vazife edindiğim bir şey daha var. Belki yıllık planlarda bölük pörçük yer edinen, üç beş dakikada söylenip geçilen bazı şeyleri organize ederek “dijital kimlik oluşturma: internet vatandaşlığına adım atmak” başlığı altında topluyor ve öğrencilerime sunuyorum.

Dijital dünya 2000’lerin başında (çevirmeli bağlantı olsa dahi) internetin evlere girişinin hızlanmasıyla birlikte gündemimizi işgal eden bir kavram olmayı başardı. Şu anda ise artık dijital yaşam alanı, elle tutulur, fiziksel işlerimizin görünür olmasının dahi tek yolu oldu.

Örneğin, bir belediye başkanı ne yaparsa yapsın, sosyal ağlarda yer almadığı sürece ağzıyla kuş tutsa çalışma yürüttüğü sokağın, mahallenin ötesinde görünür olamıyor. Diğer meslek grupları için de geçerli. Kendisini pazarlayamayan bir doktor hasta/müşteri tarafından tercih edilmeyebiliyor. Elbette fısıltı ile yayılan başarılı işler ve isimler var ancak yeterli olmuyor.

Liste uzar, gider. Biz uzatmayalım. Lise öğrencilerine dönelim…

hasantandogan.com alan adımı aldığımda sene 2003’tü. “Ne işine yarayacak?” sorularına muhatap oldum. Esasında alan adımı almama vesile olan olay Hotmail’de ad-soyad mail adresimin başkası tarafından alınmış olduğunu görmem oldu. Sonrasında .com ve .net alan adımı, hatta bir dönem com.tr alan adımı almamla başlayan süreç, sonrasında piyasaya çıkan bütün sosyal medya araçlarıyla devam etti.

Başlangıçta tam olarak farkında olmadan oluşturduğum hesaplar, esasında kişisel bir dijital kimlik oluşturmamın ilk adımları olmuş.

Öğretmen olarak görev yapmaya başlamamla birlikte internette bir kimlik inşasının önemini, “kişisel marka değerinin” bireyin iş ve sosyal yaşamındaki anlamını öğrencilerime aktarıyorum artık.

İnternette takma isimlerle var olmayı asla tasvip etmedim. Adımla ve soyadımla görünür olmaktan rahatsızlık duymadım. Sanal isimlerle, gölgelerin ardından yazmak nezaketsiz bir davranış bana kalırsa.

Lise 2’ye geçip halen ad ve soyadını kullandığı e-posta adresine sahip olmayan öğrencilerim olduğunu görünce üzülüyorum. Yahu, iş başvurusu yapacaksın. Staj başvurusu, ondan evvel… “crazyboy” diye bir mail adresi yazarsan başvuru formuna ne kadar ciddiye alınırsın?

Bunları detaylıca konuşuyoruz.

Ad ve soyadla ilişkili bir e-posta adresi gerekli. İlk edinilecek şey. Maddi imkanı varsa özellikle “.com” uzantılı bir alan adı alınmasını ve orada tek sayfalık da olsa bir kartvizit sayfa oluşturulmasını tavsiye ediyorum. Yeni yeni sosyal medya araçları giriyor hayatımıza. Kullanıcısı olunmayacaksa bile en azından ad-soyad ile bir hesap açılmasını öneriyorum. Bugün 15 yaşında olan genç arkadaşlar bundan 15-20 sene sonra çalışma alanlarında kurumsal görünebilmek adına ihtiyaç duyacaklar bu e-posta ve sosyal medya hesaplarına ve internet sayfalarına. “Tüh, adım ve soyadımla başka bir kullanıcı hesap açmış, yazık oldu,” dememek gerek.

Fenomen olmaya, “tık” alma çabası içerisine girmeye lüzum yok. Markalaşmak herkes için gerekli. Maddi karşılığı olmayan işlere imza atsa bile.

. . .

Dijital yaşam alanlarında doğru ve etik değerlere yüz çevirmeden yer almanın öneminden bahsediyor, bunun yanısıra analog yaşamların öneminin de altını çiziyorum.

İstiyorum ki öğrencimin e-posta adresi de olsun, şık bir dolma kalemi ve not defteri de.

Leave a Reply