Masamın üzerinde 36’lık bir film duruyor. Bu akşam elime geçti. Annem saklamış. Saklamış demeyeyim de bastırmayı unutmuş.
2004 senesinde ilk dijital fotoğraf makinemi aldım. Kodak’ın 3.1 megapixel fotoğraf çeken bir ürünü.
Bu 36’lık negatif film o tarihten öncesine ait. Annemin demesine göre 20 yılı geçmiş.
Pazartesi ilk iş fotoğrafçıya gidip teslim edeceğim. Bakalım içinden sağ çıkan fotoğraf olacak mı? Yirmi seneden fazla zaman geçmiş… Belki de bozulmuştur tüm kareler.
Eğer bozulmadıysa, hayatta olanlar, olmayanlar, hayatımızda yer etmiş kimlerin fotoğrafları çıkacak karşımıza. Belki dedelerim…
…
2004 senesinde ilk dijital fotoğraf makinemi aldım. Kodak. Sonrasında Fujifilm. DSLR makinelere meraklıydım ancak dizüstü bilgisayar ile DSLR fotoğraf makinesi arasında tercihte bulunmam gerekince bilgisayarı seçtim.
Şöyle kabaca bakarsam fotoğraf arşivime kırk binin üzerindedir 2004’ten bu yana çektiğim kareler.
Zaman zaman klasörler arasında dolaşırım. Zaman tüneline girmişim gibi.
Fakat itiraf edeyim, hiçbiri 36’lık filmler gibi tat vermiyor.
Baskı yapsam bile! Fotoğrafçılarda bulunan, hafıza kartını takıp anında baskı aldığımız makineler eski baskı fotoğraflar kadar tat vermiyor, kaliteli durmuyor.
Yine de zaman zaman fotoğrafları çıkartıyorum. Düşünün, fotoğrafların bilgisayarda, harici diskte bulunması ne büyük risk! Harddisk yandı mı, eyvah!
Tüm fotoğraflarımı üç ayrı diskte muhafaza ediyor olsam da korkarım. Çalınsa meselâ harddisk, bütün anılarım üç otuz paraya letgo’da satışa çıkar.
…
En başa dönecek olursam…
36’lık poz masamda duruyor. İlk iş fotoğrafçıya götüreceğim. Umarım içinden sağ çıkar fotoğraflar.