Bu yıl beşincisi düzenlenen Penfest / kalem festivaline kardeşim Dilara ile beraber katıldık. Etkinliğin Çırağan’da olması en az etkinlik kadar cezbedici açıkçası. Markakalem penfest ile kendisini çok yukarılara taşıdı. Penfest düzenlenmeye başladığında Kastamonu‘da çalışıyordum. İzmit’e döndüğüm yıllarda da hep bir şeyler engel oldu. Hâliyle ilk kez gidebildim festivale. Kalem, kâğıt ve mürekkeplerin dünyasına adım atmanın...
Değerli kalemsever Gökçe Ünar ve kitabı “Dolmakalem ve Ötesi” ile tanışmamıza 2023 yılının penfest‘i vesile oldu. Kalemseverlerin gündemi bir anda Dolmakalem ve Ötesi kitabı oluverince biz de kayıtsız kalamadık ve Kocaeli’deki kalemseverlerin tanışmalarına, buluşmalarına önayak olan Onur Çetinkaya hocamın öncülüğünde sipariş ettik. “Bir yavaşlama ve sakinleşme manifestosu” üst metni ile sunulan kitapta Gökçe Hanım henüz...
Kaweco dolma kalemler ile tanışalı çok zaman olmadı. Esasında cüsseli kalemleri kullanmaktan keyif alıyorum ama Kaweco ile yolum o kadar çok kesişti ki kayıtsız kalamadım ve bordo renkli bir Kaweco Sport edindim. O bir kalemden sonra bir de pirinç kalemini; Kaweco Brass’ı aldım. Bu kadarı benim için yeterli, dedim. Belli ki yeterli değilmiş… Galen Leather’ı...
Yaz başında aldığım Monteverde’nin Olivine mürekkebini severek kullanıyordum. Ta ki geçtiğimiz günlerde mürekkebin üzerinde tortular görene kadar. Başta ne olduğunu anlayamadım. Sorduğumda “Bana Sıkça Yaz” Facebook grubunda mürekkep canavarı diyen de oldu (: İşin aslı öğle değilmiş elbette. Bir vakit Monteverde’nin üretim hattında kontaminasyon problemi olmuş. Böyle söyleniyor. “Nedir kontaminasyon kardeşim!” derseniz o sorunun cevabı...
Galen Leather ile tanıştığımda kış boyu kar altında kalan, karın yağmayı bilip, kalkmayı bilmediği bir dağ kasabasında, Kastamonu’nun Küre ilçesinde öğretmendim. Her gününü özlediğim Küre günlerimde bir meşgale edinmiş, “bir öğretmenin muhakkak dolma kalemi olmalı,” düşüncesiyle dolma kalemlere merak sarmıştım. Tabi meselenin kalemle bitmeyeceğini anlamam uzun sürmedi. Mürekkepler, kalemlikler… Genişledikçe genişledi ilgi alanım. İşte o...
“Dolmakalemle yazmak, evvelâ bir tutkudur. Tutku ile hırsı birbiriyle karıştıranlar var. Hemen ayıralım: Tutku kalpten, hırs akıldan gelir. Dolmakalem, titizliği de beraberinde getirir. Dikkatin yanına rikkati ekler. Harfler nefes alır, adeta canlanır. Tükenmez kalem icat edilince dolmakalemin tahtı biraz sallanıyor. Sonuç? ‘Beyler daim bey olur.'” İbrahim Tenekeci Geldik Sayılır kitabından.
Dolma kalem şık bir yazı aracı. Fakat meşakkatli de. Elli kuruşa alınan tükenmez kalemde bir sorun olduğunda bir çekmeceye atar, attığınız yeri dahi unutursunuz. Dolma kalem ise öyle mi?.. Seçerken de kullanırken de emek vermek gerekir. Ve pahalıdır da! Üç beş sene evvel Montblanc alınabilen fiyatlara neredeyse giriş/orta seviye kalemler ulaşmış. Haliyle dikkatli bir kalem...
Iroshizuku, dolma kalem kullanıcısı iseniz, aşina olduğunuz bir mürekkeptir. Benim için ise kalemle ve kağıtla iyi anlaşan eşsiz bir mürekkep Iroshizuku. Öyle ki, başkasıyla paylaşmaktan bile imtina ettiğim mürekkeplerimden. Bütün şişeyi ben bitireyim isterim. Bir sayfayı başka mürekkeple tamamlamışsam bile diğer sayfaya muhakkak Iroshizuku ile devam ederim. Şu sıralar elimin altında “yama budo” var. Gelin...
Siyah bir Lamy 2000’e sahip olalı epeyce zaman oldu. Daha yeni yeni alışabildim desem yeridir. Kalemden değil de mürekkebi fazlasıyla cömert harcayan ucundan kaynaklıydı bu alışamama durumu. Doğru mürekkep ve kağıt ile kalem tam bağra basılmaklık oldu. Samsun’da Güven’le buluşup Sarı Kalem’e gittikten sonra Pelikan M800’ün yanında bir de Lamy 2000’in 3300 adet üretilen Brown...