İlk kez internet sitesi açtığımda 2000 senesinin başlarındaydık. Evinde bilgisayar olmayan her çocuk gibi Belsa Plaza’daki internet kafelerden birinde yerimi alıyordum. Hangi internet kafeydi hatırlayamıyorum ama. Çok sonralardan Merve İnternet Kafe’ye geçmiştim. O zamanlar öyleydi. Bir internet kafenin müdavimi oluyordun, kafeci de internetten indirdiğin şarkıları, dosyaları ücretsiz olarak cd’ye yazıyordu işin sonunda.
Bu başka konu… Blog denilen günlük sitelerinin henüz bir örneğine rastlamadığım zamanlardı. Microsoft Frontpage ile Word dosyasında yazı yazar gibi tablolarla html siteler yapıp bedava hosting ve domain arayışına giriyordum. TK uzantılı bir domain kullandığımı hatırlıyorum.
Sinema dergisini takip ediyor, film eleştirilerini büyük bir hevesle okuyor, bolca da film izliyordum. Tabi yine Belsa Sinemaları’nda. Lisenin ilk yılıydı.
Frontpage ile hazırladığım siteye üzenli olarak film yazıları yüklüyordum. Böyle başladı ilk blog hevesim. Sonrasında mynet’in hazır site şablonlarını kullandım. Epeyce bir süre işimi gördü. Ama acemilik işte… Her seferinde site ismi değişiyor, yazılar da boşa düşüyordu. Yazık olmuş…
Sitemynet’ten sonra biraz biraz Dreamweaver ile düzenlemeyi öğrenerek işleri geliştirdim. Microsoft da Frontpage’den vazgeçmişti zaten.
Eve bilgisayar aldıktan sonra, yani lise 2 itibariyle artık şablon tasarımlarla değil, html, css, biraz da javascript ile bir şeyler yapmaya başladım. Amacım artık blog yazmaktan ziyade, site yapmayı öğrenmekti. Sitelerini bilgisayarıma indirip kodlarını kurcaladığım bütün site sahiplerine teşekkür ediyorum. 🙂
Düzenli olmasa da yazılar yayımlamaya devam ettim. Hatta hasantandogan.com alan adını ilk olarak lisede aldım. 15 sene boyunca öyle kenarda boynu bükük bir şekilde durdu.
Üniversitede ise bir forum sitesi açtık. O zamanlar artık forum siteleri meşhurdu. Fakat forum sitesinde sohbet muhabbet olsun isterken not ve sınav sorusu paylaşılan bir siteye dönüştü ve kulağımız çekildi. Mecburen kapattık siteyi.
Bir müddet sadece yerel esnafa site yaptım. Blog ve forum hevesim kaçmıştı açıkçası. Bir ara blogger.com denemesini saymazsam kılımı kıpırdatmadım.
Üniversite bittikten sonra artık wordpress piyasadaki rakiplerine epeyce fark atmıştı. Eskisi kadar da forum işiyle uğraşan kalmamıştı. Yeni moda blogger’lıktı.
Senesini hatırlamıyorum ama notdefteri.co alan adını aldım. Çok da uzak olmayan bir zamanda. Güzel bir tema ile wordpress altyapısını kullanarak epeyce yol katettim. Öğretmen olarak Küre’ye atandıktan sonra ise yine ara verdim. Her ara verdiğimde birsürü emek ziyan oldu.
İyi yazmak mühim değil. Blog sayfasında yazmaya gayret ederken kendine çıkartığın notlar, çektiğin fotoğraflar… Yarına kalacak olan bunlardı ve blog sayfası yapmak bu uğraşı da teşvik ediyordu.
Ve 2019. Artık hasantandogan.com’u 15 sene üstüne değerlendirdim. Bu sefer düzeni bozmayacağım diye umuyorum.
…..
Bu blog maceramı düşünmeme evrengunlugu.net sayfasındaki bir başlık sebep oldu. İlk Türkçe Bloglar başlığı oluşturmuş ve 2003 senesinden başlatmış sıralamayı. İlk kez uğraşmaya başladığımda hiç ara vermemiş, sayfaları silmemiş olsaydım o listede 2000 yılından bir sitenin düzenleyicisi olarak yer edinecektim.
Olsun. 20 sene geç olsun ama bu sefer daim olsun 🙂