Günümüz Türkiye’sinde milliyetçilik çoğunlukla ya duygusal bir tepkiye indirgenmekte ya da araçsallaştırılmış politik söylemlere terk edilmektedir. Bu karmaşa içinde entelektüel düzlemde -hele ki bazı yayın çevrelerinde Türkiyelilik diye nevzuhur bir saçmalık bilinçli ve art niyetli bir şekilde sarmaşık gibi dillere dolanmışken- Türk milliyetçiliğini yeniden düşünmeye ve inşa etmeye çalışan Ötüken ve süreli yayınlarından Millî Mecmua, bu düşünsel çoraklıkta kendine bir mücadele hattı çizmiş; hamasetten uzak bir duruşla varlığını sürdürmektedir.
Millî Mecmua’nın karakteri, klasik dergiciliğin ötesindedir. O, bir süreli yayın değil; bir fikrî disiplinin taşıyıcısıdır. Dergi, bir kanaat mecrası değil; Türk milliyetçiliği düşüncesini ve taşıyıcı isimlerini dünün birikimiyle bugüne taşımaktadır.
Millî Mecmua’da Türk milliyetçiliğinin tarihlere sığmayan bakışı ile günümüz meselelerine ışık tutma çabası söz konusudur.
Dergi, “biz kimiz?” sorusunun nostaljik yanıtlarıyla yetinmez. Aynı zamanda “biz ne yapmalıyız, nasıl yaşamalıyız?” sorusuna yönelir. Bu tutum, düşünsel cesaretin ve sahiciliğin göstergesidir. Milliyetçiliğin yalnızca bir kimlik değil, bir sorumluluk olduğu fikri öne çıkar.
Millî Mecmua, milliyetçiliği soyutlamalarla yüceltmek yerine, onu oluşturan temel kavramlara dönerek yeni bir tartışma zeminine taşımaktadır.
Millî Mecmua’nın içeriksel derinliği, yalnızca gazeteci, akademisyen veya kanaat önderlerinin katkılarıyla değil; sosyal bilimlerin yöntemsel çerçevesiyle yazılmış metinlerle güç kazanır.
Millî Mecmua, Türk milliyetçiliğini slogandan fikre, politik tepkisellikten düşünsel inşaya taşıyan nadir yayınlardan biridir. Onun asıl kıymeti, yüksek sesle konuşmasında değil; popülizmin kolaycılığına teslim olmadan, sabırla ve istikrarla bir fikrî zemin inşa etme ısrarındadır.
Millî Mecmua; kavramsal berraklık, eleştirel cesaret ve akademik derinlik gibi ölçütlerle değerlendirildiğinde, çağdaş Türk düşünce dünyasının en dikkate değer girişimlerinden biridir. Entelektüel milliyetçiliğin sessiz ama kararlı bir muhafızı olarak, günümüzün fikrî dağınıklığına karşı bir denge unsuru, başucu yayınımızdır.
